Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, ABD Başkanı Donald Trump’ın ülkesine yönelik "Kolombiya kontrolden çıkmış durumda" sözlerine oldukça sert bir karşılık verdi. Petro, Kolombiya’nın ulusal egemenliğini savunacağını ve ABD’ye boyun eğmeyeceğini vurgulayarak, "Elbette kontrolden çıktı, ama onun kontrolünden! O, Kolombiya’da kral değil; burada kralları kabul etmeyiz" ifadelerini kullandı.
Hükümet Trump’ın değil, halkın denetimindedir
Özel bir televizyon kanalına konuşan Cumhurbaşkanı Petro, Trump’ın kendisini "uyuşturucu lideri" olarak nitelendirmesi ve iki ülke arasındaki "uyuşturucuyla mücadele" gerilimine değindi. Trump’ın eleştirilerine yönelik açıklamalarında cumhuriyetçi duruşun önemini vurguladı. Kolombiya’nın halk iradesiyle yönetildiğini belirten Petro, kimsenin kendisini bir kral gibi görme hakkı olmadığını şu sözlerle dile getirdi:
"Elbette kontrolden çıktı, ama onun (Trump) kontrolünden! Bir demokraside hükümet, Trump’ın değil, halkın denetimindedir. O, Kolombiya’da kral değil; burada kralları kabul etmeyiz, nokta. Cumhuriyetlerde kimse kral gibi davranamaz. Burada kralların başı kesilir, eğer kral tavrıyla gelirlerse. Ölüm cezası yok, ama mecazi olarak söylüyorum: Krallara itaat edilmez ve burada bir kral kimseyi susturamaz. 21. yüzyılda hala bazıları kendilerini kral ya da vali sanıyor ancak cumhuriyetlerde bu mümkün değildir."
Ulusal egemenliğimizi savunacağız ve diz çökmeyeceğiz
Devlet Başkanı Petro, ulusal egemenlik meselesinde tavizsiz bir duruş sergiledi. ABD'nin, Karayipler'de uyuşturucu taşıdığı iddiasıyla hedef aldığı teknelerle ilgili yaşanan olaylarda ABD’nin koordinatları vermeyi reddetmesini eleştirdi. Petro, bu durum karşısında uluslararası mercilere başvuracağını ve kararlılığını sürdüreceğini şu sözlerle ifade etti:
"Karasularımız içinde olup olmadığını araştırıyoruz ancak bize koordinatları vermek istemediler. Peki, buna karşı ne yapmalı? Bir devlet başkanı susup diz mi çökmeli, yoksa insanlığın onuruyla mı konuşmalı? Uluslararası tüm mercilere başvuracağız ve ulusal egemenliğimizi savunacağız."
ABD ile yaşanan diplomatik gerilimde kesinlikle taviz vermeyeceğinin altını çizen Petro, "Ben taviz vermeyeceğim, talep edeceğim. Ama eğer Kolombiya zaten her şeyi taviz verdiyse, artık daha fazla taviz vermesi gerekmez," diyerek ülkesinin onurunu koruyacağını ifade etti.
Venezüella işgaline destek vermeyeceğiz
Petro, ABD’nin olası bir Venezüella işgaline Kolombiya’nın destek vermeyeceği yönündeki önceki insani tutumunu da yineledi. Bu kararın Trump’ı öfkelendirdiğini belirterek, sivillerin güvenliğine dair hassasiyetini güçlü bir şekilde ortaya koydu:
"Bay Trump’ı öfkelendiriyor ki ben Amerikalılara, Kolombiya Ordusu’yla Venezüella’yı işgal etmelerinde destek vermiyorum. Hayır efendim, hangi aptal Kolombiyalının aklına gelir de, kuzenlerinin, yeğenlerinin ve yaklaşık 4 milyon Kolombiyalının bulunduğu bir yeri işgal etmeye yardım etsin? Onları Gazze’de olduğu gibi öldürmeleri için mi?" Bu ifadeler, Petro'nun Filistin halkının yaşadığı acılara olan duyarlılığını ve bölgesel barışı savunma ilkesini bir kez daha gösterdi.
Bu diplomatik gerilimin ortasında, Petro'nun başkent Bogota'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı Casa de Narino'da ABD’nin geçici diplomatik temsilcisi John McNamara ile bir araya gelmesi ise tansiyonu düşürme amaçlı diplomatik bir temas olarak yorumlandı.
Tartışmanın geçmişi: Trump’ın suçlamaları
ABD basınına yansıyan bilgilere göre, Trump daha önce Kolombiya'yı "uyuşturucu üretmekle ve dünyaya satarak aileleri zehirlemekle" itham etmişti. Trump, "Kolombiya kontrolden çıkmış durumda, şimdiye kadarki en kötü başkana sahipler. O, akıl sağlığı yerinde olmayan bir deli" ifadelerini kullanmıştı.
Daha önce de Petro’yu “yasa dışı bir uyuşturucu lideri” olarak nitelendiren Trump, Kolombiya’ya yapılan mali yardımların durdurulduğunu açıklamıştı. ABD yönetimi, eylül ayında Kolombiya’yı uyuşturucuyla mücadelede başarısız bularak “sertifikalı ülkeler” listesinden çıkarmıştı. Bu gelişmeler, iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesine neden olan temel faktörleri oluşturuyor.