İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, yaklaşık 6 yıldır ülke gündemini meşgul eden ve siyasi kariyerini tehdit eden yolsuzluk davalarıyla ilgili kritik bir hamle yaptı. Netanyahu, rüşvet, yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla yargılandığı davalar için 30 Kasım'da İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’dan resmen af talebinde bulundu.
İlk soruşturmanın 10 yıl önce başladığı ve 2020 yılında mahkeme sürecine dönüşen davalar, İsrail tarihinin en tartışmalı hukuki süreçlerinden biri olarak kabul ediliyor. Netanyahu, "yozlaşmış yargının mesnetsiz iddiaları" olarak nitelediği davaların sonlanmasıyla ülkede yeni bir dönemin başlayabileceğini savunuyor. Ancak muhalefet kanadı, yargılama bitmeden affın mümkün olamayacağını ve olası bir affın ancak Netanyahu'nun siyasetten men edilmesi şartıyla kabul edilebileceğini belirtiyor.
Üç ayrı dosya: Puro, şampanya ve medya manipülasyonu
Netanyahu'nun yargılandığı davalar kamuoyunda "1000", "2000" ve "4000" numaralı dosyalar olarak biliniyor.
-
1000 Numaralı Dosya: Netanyahu'nun iş adamlarından sistematik şekilde puro, şampanya ve mücevher gibi lüks hediyeler aldığı, karşılığında imtiyaz sağladığı iddia ediliyor.
-
2000 Numaralı Dosya: Ülkenin önde gelen gazetelerinden Yedioth Ahronoth ile lehte haber yapılması karşılığında pazarlık yapıldığı öne sürülüyor.
-
4000 Numaralı Dosya: En ağır suçlamaların yer aldığı bu dosyada, Netanyahu'nun Bezeq telekomünikasyon şirketine milyonlarca dolarlık avantaj sağladığı, karşılığında Walla haber sitesinde kendisi ve eşi lehine yayın yaptırdığı iddia ediliyor. Bu dosya doğrudan "rüşvet" suçlamasını içeriyor.
Trump'tan Herzog'a mektup ve çağrı
Netanyahu'nun af talebi sürecinde en dikkat çekici gelişme, uluslararası arenadan gelen destek oldu. ABD Başkanı Donald Trump'ın, Netanyahu'nun affedilmesi için Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'a özel bir mektup gönderdiği ortaya çıktı.
Trump, Gazze'deki ateşkesin ardından 13 Ekim'de İsrail Meclisi'nde yaptığı konuşmada da doğrudan Herzog'a seslenerek Netanyahu için af çağrısında bulunmuştu. Herzog'un ofisi, bir kişinin affedilebilmesi için resmi başvurunun şart olduğunu vurgulamıştı; Netanyahu'nun 30 Kasım'daki hamlesi bu şartı yerine getirmiş oldu.
İsrail Cumhurbaşkanlığı, talebin Adalet Bakanlığı bünyesindeki af birimine iletildiğini, sürecin olağanüstü niteliğinin farkında olunduğunu ve konunun tüm hukuki boyutlarıyla, samimiyet ve sorumluluk içinde değerlendirileceğini açıkladı.




