Orta Doğu

Lübnan'da Filistin kamplarındaki silahların teslimi tartışılıyor

Lübnan'da, İsrail'in son saldırılarından sonra Filistinli mülteci kamplarındaki grupların ellerindeki silahların devlete teslim edilmesi konusu tartışılıyor.

Abone Ol

Lübnan yönetimi, Hizbullah ile İsrail arasında 27 Kasım'da yürürlüğe giren ateşkesten bu yana ülkedeki silahları devletin tekelinde toplama yönünde bir söylem geliştirdi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın bu ay içinde Beyrut'a gerçekleştireceği ziyaret planıyla birlikte Lübnan'daki Filistinli mülteci kamplarındaki grupları silahsızlandırma tartışmaları daha da arttı.

Lübnan'ın başkenti Beyrut ve diğer bölgelerde bulunan 12 kampta toplamda 200 binin üzerinde Filistinli 1948'den beri mülteci olarak yaşam mücadelesi veriyor.

Lübnan ile Filistinli gruplar arasında 1969'da yapılan Kahire Anlaşması'na göre, kampların iç güvenliği Filistinli gruplarca sağlanırken, giriş ve çıkışlar ise Lübnan ordusunun denetiminde bulunuyor.

Lübnan makamlarının tutumu

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, geçen hafta konuyla ilgili SkyNews Arapça televizyon kanalına yaptığı açıklamada, "İlgili birimler, Filistin mülteci kampları da dahil Lübnan topraklarındaki ağır ve orta boylu silahların tümünü toplama adımlarını atıyor." dedi.

Avn, Lübnan ordusunun kampların dışında bulunan Filistinli grupların kontrolündeki 6 oluşumu dağıtarak silahlarına el koyduğunu belirtti.

Aylardır Lübnan'ın güneyindeki gelişmeler gölgesinde silahları devletin tekelinde tutma kararlılıklarını dillendiren Cumhurbaşkanı Avn ve Başbakan Nevvaf Selam, 2 Mayıs'taki Yüksek Savunma Konseyi toplantısında, Hamas ve diğer Filistinli gruplara, "Lübnan'ın ulusal güven ve istikrarını sarsmamaları" uyarısı yaptı.

Lübnan ordusu da 22-28 Mart tarihlerinde ülkenin güneyinden İsrail'e fırlatılan roketlerle ilgili Lübnanlı ve Filistinli bazı kişileri gözaltına aldığını, söz konusu kişilerin soruşturmaları doğrultusunda güneyde İsrail'e yönelik bir eylemi engellediğini açıkladı.

Hamas: Silahlarla ilgili devletten henüz bir talep gelmedi

Hamas'ın Lübnan Temsilcisi Ahmed Abdulhadi, Lübnan'da İsrail'le olan ateşkes anlaşmasına bağlılıklarını resmi makamların tümüne ilettiklerini açıkladı.

Abdulhadi, Lübnan'daki Filistinli grupların silahlarıyla ilgili ise şunları aktardı:

"Filistinlilerin silahlarıyla ilgili şu ana kadar Lübnan devletinin resmi makamlarından bize gelen bir talep yok. Bu yönde bir talep olduğunda hem Lübnan'ın egemenlik ve çıkarlarını hem de Filistin halkının çıkarlarını göz önünde bulundurarak Filistinlilerin birlik tutumu doğrultusunda yanıtlarız."

Hamas ayrıca, 22-28 Mart tarihlerinde ülkenin güneyinden İsrail'e fırlatılan roketlerle ilgili Filistinli 3 şüpheliyi Lübnan ordusuna teslim etti.

Mahmud Abbas'ın Lübnan'a ziyaret planı

Filistin Devlet Başkanı Abbas'ın 21-22 Mayıs tarihlerinde Beyrut'ta Lübnanlı yetkililerle görüşmeler yapması bekleniyor.

Hizbullah'a yakın el-Ahbar gazetesinin mart ayında bazı kaynaklara dayandırdığı haberde, Filistin Devlet Başkanı Abbas'ın Beyrut ziyaretinde Filistinli grupların silahlarıyla ilgili bir karar alınacağı öne sürüldü.

Haberde, "Abbas'ın ziyareti, Lübnan'ın Filistinli mülteci kamplarındaki silahları toplamasıyla ilgili bir karar alması yönünde ABD'nin kurduğu baskılar doğrultusunda gerçekleşiyor." denildi.

Kampların dışındaki silahların konusu kapandı

Filistin işlerinde uzman Heysem Zuaytir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Abbas'ın bölgesel turu kapsamında Beyrut'a ziyaret edeceğini söyledi.

Lübnan'da Filistinli grupların silahlarıyla ilgili meselenin abartılarak gündeme getirildiğini dile getiren Zuaytir, "Mülteci kamplarının dışındaki silahlar, Fethü’l-İntifada Örgütü ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi-Genel Komutanlığın elindeydi. Bunun dosyası da Suriye'de Beşşar Esed rejiminin düşmesiyle birlikte kapanmış oldu. Lübnan ordusu, doğudaki Beka bölgesinde ve başkent Beyrut'un güneyindeki en-Naima bölgesinde bulunan merkezleri teslim aldı." dedi.

Lübnan-Filistin Diyalog Komitesi'nin de söz konusu iki oluşuma ait merkezlerin kapandığına dair duyuru yaptığını aktaran Zuaytir, o zamandan beri de Lübnan'daki Filistinli mülteci kampların içindeki silahlarla ilgili bir önerinin konuşulmadığını savundu.

"Filistinlilerin silahları kampların içindeki güvenliği koruyor"

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ile Lübnan makamlarında 1969'da sağlanan anlaşma doğrultusunda Filistin mülteci kamplarındaki silahların İsrail'in işgaline karşı sağlandığı ancak Lübnan hükümetinin daha sonra söz konusu anlaşmayı feshettiğine işaret eden Zuaytir, "Filistinlilerin silahları kampların içindeki güvenliği koruyor." diye konuştu.

FKÖ'nün Beyrut'tun çıkmasının ardından 16-18 Eylül 1982 tarihlerinde Sabra ve Şatilla katliamının yaşandığını hatırlatan Zuaytir, "Tarihin en barbar katliamlarından biri olan Sabra ve Şatilla'da çoğu Filistinli yaklaşık 3 bin 500 sivil öldürüldü. Bireysel silahlar olsaydı o katliam önlenebilirdi." ifadelerini kullandı.

Filistinlilerin ellerindeki silahları Lübnanlılara karşı hiçbir şekilde kullanmadığının altını çizen Zuaytir, Filistinliler ayrıca Lübnan yargısının otoritesinin dışına çıkmadığına işaret ederek, "Çünkü biz Filistinliler, ana vatanımıza dönünceye kadar Lübnan topraklarında yaşıyoruz." dedi.

"Lübnan basını, silahları asılsız birtakım iddialarla gündemde tutmaya çalışıyor"

Ülkenin güneyinde yer alan Sayda kentindeki Ayn el-Hilve Filistin Mülteci Kampı'ndan adını açıklamak istemeyen Filistinli yetkili de Lübnan'da yeni seçilen Cumhurbaşkanı Avn'ı ve hükümetini kuran Başbakan Selam'ı tebrik etmek için Beyrut'u ziyaret edeceğini söyledi.

Abbas'ın Beyrut'a yapacağı ziyaretin Filistin mülteci kamplarındaki silahlarla hiçbir ilgisi olmadığını savunan yetkili, şunları kaydetti:

"Lübnan basını, Filistin mülteci kamplarındaki silahları asılsız birtakım iddialarla gündemde tutmaya çalışıyor. Lübnanlılar, şu ana kadar Filistinlilerin silahlarıyla ilgili konuyu bizimle konuşmadığı gibi Filistinli gruplar arasında da böyle bir şey konuşulmadı. Böyle bir konu basın organları üzerinden çözülemez."

Mülteci kamplarındaki silahların Filistinli mülteci kamplarını koruma ve Filistin-Lübnan ilişkilerini güçlendirme açılarından ele alınabileceğine vurgu yapan yetkili, "Filistinli yetkililer olarak bizim davamız silah değil, vatandır. Kamplarda yaşayan biz Filistinliler, topraklarımıza geri dönüş hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

Hizbullah silahlarına işaret ederek bunun Lübnan'ın iç meselesi olduğunu dile getiren yetkili, "Bununla Filistinli mülteci kamplarındaki silahlar arasında bir bağlantı kurmak doğru değil. Biz Filistinli mülteciler olarak Lübnan'ın iç meselesi olan bir konuya girmiyoruz." dedi.

Zamana bırakma çağrısı

Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen Direniş Alimler Birliği Genel Sekreteri Şeyh Mahir Hammud ise silahları toplama meselesinin hassas bir konu olduğu ve bunun zamana bırakılması çağrısında bulundu.

Lübnan'da herkesin Filistinli mültecilerin vatandaşlığa alınmasına karşı olduğunu dile getiren Şeyh Hammud, "Lübnan'daki herkes vatandaşlık verilmesine karşıdır. Ancak bir kesim Filistinliler ve Filistin davasına olan endişeleri için bunu desteklerken diğer bir kesim de Filistinliler ve Filistin davasından korktukları için bunu destekliyor." ifadelerini kullandı.

Şeyh Hammud, "Lübnan'da herkes silahların kontrol altına alınmasına destek verebilir. Ancak bir kesim Filistin için olan endişeleri bağlamında bunu desteklerken diğer bir kesim de düşman İsrail'in çıkarları için bunu destekliyor." diye konuştu.