Ev Yıkımlarına Karşı İsrail Komitesi (ICAHD) Başkanı İsrailli Antropolog Jeff Halper, Gazze Mahkemesi’nin İstanbul’da düzenlenen nihai oturumu marjında önemli açıklamalarda bulundu. Halper, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki eylemlerini, "etnik temizliğin" bir parçası olarak nitelendirerek, yıkımın boyutlarının dehşet verici olduğunu belirtti.
300 bin ev yerle bir edildi: Amaç yaşanılmaz kılmak
Halper, İsrail'in 1948’deki "Nekbe" (Büyük Felaket) olayından itibaren Filistinlilere ait neredeyse yarım milyon yapıyı yıktığını hatırlattı. Ekim 2023’ten bu yana ise sadece Gazze'de yaklaşık 300 bin evin yerle bir edildiğini vurguladı. Halper, bu yıkımın, Filistinlileri zorla topraklarından sürerek "tek bir Siyonist İsrail" devleti elde etmek için sürdürülen "etnik temizliğin" bir parçası olduğunu söyledi:
"İsrail'in amacı Gazze'yi yaşanılmaz kılmak."
Halper, Gazze’nin yeniden inşasının yaklaşık 80 milyar dolar tutabileceğini ifade etti ve yıkılan sivil altyapı ile tarım alanlarına dikkat çekti.
En büyük tehlike: Gazzelilerin söz hakkının olmaması
Halper, ABD Başkanı Donald Trump’ın, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair ile birlikte Gazze’yi yöneteceğini söylediği "Barış Kurulu" planındaki en büyük tehlikeyi dile getirdi:
"(ABD Başkanı Donald) Trump'ın... Barış Kurulu olarak adlandırdığı bu yapının en büyük tehlikesi, Gazzelilerin hiçbir söz hakkının olmaması."
Halper, Gazzelilere kimsenin kendi yönetimleri hakkında hiçbir şey sormadığını ve Filistin Yönetimi’ni tüm bu sürece dâhil etmediğini belirterek, her şeyin dışarıdan kararlaştırıldığını vurguladı: "Asıl tehlike, kendi yönetimlerini ve Gazze’de kalma kabiliyetlerini ellerinden alıp sömürgecilere vermek. Bu gerçekten sömürgeci bir durum."
Cami ve kiliselere yönelik tehdit
Halper, Gazze’de tüm dini mekanların yıkıldığına dikkat çekerek, bu durumun Müslüman ve Hristiyan kutsal mekanlarına yönelik bir tehdit oluşturduğunu söyledi:
"Biliyorsunuz, büyük tehlike şu ki, eğer tüm Filistin bir Yahudi İsrail devleti haline gelirse, bu dini mekanlara ne olacak? Caminin sinagoga dönüşme tehlikesi gerçekten var."
Halper, Abraham Anlaşmaları’nın "İsrail ile ilişkileri ve yerleşimleri normalleştirme fikrine" dayanması halinde bunun Filistin karşıtı bir plan olduğu yorumunda bulundu ve "İsrail’in ironik bir şekilde Arap ülkelerinin yardımıyla kazanabileceğini" savundu.