Soykırımcı İsrail'in Filistinli esir rejimine yönelik baskısı tehlikeli bir eşiğe ulaştı. İsrail Parlamentosu (Knesset), Filistinli esirler hakkında ölüm cezası öngören yasa tasarısını Kasım 2025'te yapılan ilk okumada 39'a karşı 16 oyla kabul etti.
Bu tasarı, işgal altındaki topraklarda "milliyetçi saikle" bir İsraillinin ölümüne neden olduğu iddia edilen sanıklar hakkında zorunlu idam cezası getirmeyi hedefliyor; bu çerçeve, fiilen yalnızca Filistinlileri kapsayacak şekilde kurgulanmış durumda.
Cezada indirim ve temyiz hakkı yok
Taslağın en çarpıcı hükümlerinden biri, yargı sürecini tamamen ortadan kaldıran hükümlerdir. Yasalaşması halinde, İsrail Hapishane Hizmetleri'nin mahkumiyet kararından sonra en geç 90 gün içinde infazı gerçekleştirmesi öngörülüyor. Bu, affetme, cezada indirim ya da temyiz mekanizmasının fiilen ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir. Knesset komisyonlarında infaz yöntemi olarak "Lethal injection (zehirli iğne)" açıkça konuşulmaktadır.
Uluslararası hukuk uzmanları, bu yasanın işgal altındaki bir halk üzerinde "ırka ve kimliğe dayalı cezalandırma" mekanizmasının açık bir ifadesi olduğunu ve insanlığa karşı suç teşkil ettiğini vurguluyor.
Aşırı sağın intikam politikası
Yasa tasarısı, uzun süredir bu çizgiyi savunan aşırı sağ blok, özellikle Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve partisi Otzma Yehudit'in ısrarlı baskısıyla gündeme geldi. Ben-Gvir, tasarıyı sahiplenerek, amacın "bir daha rehine takası yapılmaması" ve Filistinli esirlerin siyasi pazarlık konusu olmasının önüne geçmek olduğunu açıkça dile getirdi.
Bu girişim, zaten işkence, zorla kaybetme ve idari tutuklamayla sarsılmış bir sisteme ölüm gölgesi düşürmekte; İsrail'in gizli kamplarda tuttuğu binlerce Filistinliye yönelik hukuksuzluğun mühürlenmesini beraberinde getirecektir.