Venedik Film Festivali’nde büyük ilgi gören ve Filistin halkının hikâyelerini anlatan dört film, Hollywood’da Paramount ve Warner Bros. gibi büyük stüdyolar ya da Netflix gibi dijital platformlar tarafından görmezden geliniyor. Filmlerin yaşadığı bu sessizlik, İşgalci İsrail’in Gazze’deki soykırımının ardından Hollywood’da derinleşen siyasi ayrışmayı gözler önüne seriyor.
Hind’in sesi: 23 dakika ayakta alkışlandı ama satılmadı
Brad Pitt, Joaquin Phoenix ve Rooney Mara’nın yapımcılığını üstlendiği The Voice of Hind Rajab, Eylül ayında Venedik Film Festivali’nde tam 23 dakika boyunca ayakta alkışlanmıştı. Film, 2024’te Gazze’de Katil İsrail ateşi altında bir araçta mahsur kaldıktan sonra hayatını kaybeden küçük Hind’i kurtaramayan Filistin Kızılayı’nın dramatik çabasını anlatıyor.
Tunus’un Oscar adayı olan filmin yönetmeni Kaouther Ben Hania, gösterim sonrası birçok dağıtımcıyla görüşmesine rağmen hiçbir büyük şirketten teklif alamadığını söyledi. Ben Hania, durumu şöyle yorumladı:
“Kimse açıkça ‘Bu filmi almaktan korkuyorum’ demiyor, ama belki gerçekten korkuyorlar.”
Geçmişte büyük savaş filmleri hızla dağıtımcı buluyordu
Bu yılın En İyi Uluslararası Film Oscar’ı için yarışan dört yapım da Filistin halkının 1936’dan 2024’e uzanan hikâyelerini anlatıyor. Filmler Los Angeles’taki Amerikan Film Enstitüsü Festivali’nde bu hafta izleyiciyle buluşuyor.
Ancak, geçmişte All Quiet on the Western Front ya da Zone of Interest gibi büyük savaşları konu alan yabancı yapımlar hızla büyük dağıtımcılar bulurken, Filistin filmleri sessizlikle karşılanıyor. Stüdyolar, resmi olarak "takvimlerinin dolu" olduğunu ya da "filmlerin gişe potansiyeli taşımadığını" öne sürüyor.
Bağımsız girişimler ve Watermelon Pictures
Büyük stüdyoların çekimserliğine karşı, Filistin asıllı Amerikalı yapımcılar Hamza ve Badi Ali, 2024’te Watermelon Pictures adlı bağımsız bir dağıtım şirketi kurdu. Şirket, Ürdün’ün Oscar adayı All That’s Left of You ve Filistin Kültür Bakanlığı’nın adayı olan Palestine 36 filmlerini üstlendi. Hamza Ali, “Tüm baskı üzerimizde, ama bu filmleri göstermek bizim görevimiz” diyerek diğer dağıtımcıları da cesur olmaya çağırdı.
Öte yandan, İsrailli yönetmen Shai Carmeli-Pollack’ın The Sea filmi, ülkesinde en iyi film ödülünü kazandıktan sonra hükümet tarafından kınanmış ve destek veren kurumun bütçesi kesilmişti.
Sektörde Filistin tartışması derinleşiyor
İsrail’in Gazze’deki soykırımının ardından Hollywood giderek bölünmüş durumda. 5 binden fazla filmci İsrail kurumlarını boykot etme çağrısına katılırken, Paramount ve Warner Bros. bu çağrıyı kınadı. Oyuncu Javier Bardem Emmy töreninde kefiye takarak savaşı protesto ederken, Amy Schumer gibi isimler sosyal medyada İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını istemişti.