Gazze'de yaşanan gelişmeler ve "Aksa Tufanı" operasyonunun yarattığı sarsıntı, sadece askeri dengeleri değil, bölgesel siyasetin kodlarını da değiştirdi. Siyasi uzmanlar ve araştırmacılar, Hamas’ın dış temsilcisi Halid Meşal’in son açıklamaları üzerinden hareketle, hareketin silahlı bir direniş grubundan, uluslararası sistemle entegre olabilecek pragmatik bir siyasi güce evrilme sürecini değerlendirdi.
Washington’ın pragmatizmi ve İsrail ipoteği
Kuveyt merkezli Reconnaissance Araştırma ve Çalışmalar Merkezi Başkanı Abdulaziz Al-Anjeri, ABD’nin Hamas’a yönelik tutumunu mercek altına aldı. Al-Anjeri’ye göre asıl mesele Hamas’ın diyalog hazırlığı değil, Washington’ın karar mekanizmasının tamamen İsrail’in güvenlik kaygılarına endekslenmiş olmasıdır.
Al-Anjeri, "ABD, çıkarları gerektirdiğinde en zıt gruplarla bile pragmatik iş birlikleri yapabildiğini tarih boyunca kanıtladı. Ancak Filistin söz konusu olduğunda, Washington sadece İsrail’in stratejik kazançlarını ödüllendiriyor," ifadelerini kullanarak, Filistin davasının meşruiyetinin Washington'ın onayına bağlı olmadığını vurguladı.
Siyasi dönüşüm: Direnişten siyasal aktörlüğe
Çatışma çözümü uzmanı Ali Al-Awar ise iki yıldır süren savaşın Hamas için tarihi bir dönemeç olduğunu belirtti. Al-Awar’a göre Halid Meşal’in son röportajı, hareketin siyasi düşüncesinde derin bir dönüşüme işaret ediyor:
-
Uluslararası sisteme mesaj: Meşal’in açıklamaları, Hamas’ın temel haklardan taviz vermeden bölgesel ve küresel sistemin bir parçası olmaya hazır olduğunun sinyalini veriyor.
-
Halk desteği ve meşruiyet: Savaşın getirdiği yıkıma rağmen Hamas'ın hala güçlü kalması, onu Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) içindeki diğer grupların aksine, halk tabanı en geniş "ulusal hareket" konumuna taşıdı.
-
Pragmatizm örneği: Meşal'in Suriye'deki değişim süreçlerine (Ahmed Şara örneği üzerinden) yaptığı atıf, uluslararası siyasetin istenildiğinde ne kadar esnek olabileceğine dair bir hatırlatma olarak yorumlanıyor.
"ABD kendi çıkarlarını İsrail için feda ediyor"
Halid Meşal’in "Drop Site" haber sitesine verdiği demeçin yankıları sürerken, Meşal’in Amerikan kamuoyuna yönelik çağrısı dikkat çekti. Meşal, ABD siyasetinin en büyük sorununun "İsrail’in önceliklerini Amerikan çıkarlarının önüne koyması" olduğunu savundu.
Uzmanlar, Hamas'ın bu yeni söylem diliyle, kendisini Batı'nın tanıdığı diğer ulusal kurtuluş hareketleriyle benzer bir kefeye koymaya çalıştığını ve önümüzdeki dönemde kurulacak her türlü siyasi masada "ana muhatap" olma stratejisi izlediğini belirtiyor.