Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Çekmeköy Belediyesi tarafından Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı koordinasyonunda düzenlenen yarışmanın şiir etabının ödül töreninde, Cumhuriyetin 100'üncü yılına yakışır 100 şiirin, Türk milletinin vatan, bayrak ve millet sevgisini perçinleyen birer hazine olduğunu ifade etti.

Suriyeli mültecilere batının yaptığı ayrımcılığı anımsatan Varank, "Binlerce Suriyeli sığınmacıyı Akdeniz’in soğuk sularında ölüme terk edenler, bugün Ukrayna’da sığınmacı durumuna düşen mazlum Ukraynalılara 'sarı saçlı, mavi gözlü, medeni' sığınmacılar diyerek kucak açıyor. Savaşın ortaya çıkardığı mağduriyetlerde bile ayrımcılık yapan sözde medeni bu zihniyet, 21. yüzyılda Avrupa’nın orta çağına rahmet okutuyor" ifadesini kullandı.

Türk milletinin hiç devletsiz kalmadığını anımsatan Mustafa Varank, "Tarih boyunca nice zaferler gördük, nice yenilgiler de tattık, nice göçler yaşadık ama hamdolsun bizler tarihin hiçbir döneminde vatansız kalmadık. Bizim milletimize tarihin hiçbir döneminde pranga vurulamadı. Milletimiz, tarihin hiçbir döneminde esaret altına alınamadı. Çünkü Türk milleti 'Evladım anasız yaşayabilir ama vatansız yaşayamaz' şuuruyla cepheye koşan Nene Hatunların milletidir. Türk tarihi anaları tarafından vatanları için kurban edilen kınalı kuzuların tarihidir" dedi.

Ukrayna'nın ateş altında olduğunu belirten Varank, "Türkiye’nin de Ukrayna’nın haline düşmesini isteyenler hep oldu, halen varlar. Birilerinin aklına uyup, güvenliğimizi tek boyutlu ittifaklara emanet etsek, savunma sanayinde yerli üretimi öteleyip ithal ürünlere güvensek, coğrafyamızdaki planlara itiraz etmesek elbette Ukrayna ile aynı kaderi paylaşabilirdik" açıklamasını yaptı.

Türkiye'nin her dramda malzumlara kapısını açan bir ülke olduğunu söyleyen Varank, şu ifadeleri kullandı:

"Binlerce kilometre öteden gelip, coğrafyamızın kaderiyle oynayanlardan elbette aynı hassasiyeti beklemiyoruz. Ama onlar her seferinde yeni bir iki yüzlülükle karşımıza çıkıyorlar. Bakınız, ölümden katliamdan kaçan milyonlarca Suriyeli vatandaşa Türkiye sahip çıkarken, bazı Batılı ülkeler kabul ettiği 15-20 Suriyeli sığınmacı için ülkelerinde adeta şov yaptılar. Geriye kalan milyonlarcasını ya görmezden geldiler ya da botlarını batırıp ölüme terk ettiler. Kıyıya vuran küçük bedeniyle ruhumuzda derin yaralar açan Aylan bebeğin denizin kıyısında yüzüstü yatışını unutabilir miyiz? Halep’teki hava saldırısı sonrası enkaz altından çıkartılan Ümran’ı hafızalarımızdan silebilir miyiz?

Bugün de Ukrayna’da sığınaklarda doğan bebekler, tren garında en yakın trene binmeye çalışan çocuklar en az Suriye’de, Filistin’de, Afganistan’da yiten canlar, titreyen minik yürekler kadar canımızı acıtıyor. Ama binlerce Suriyeli sığınmacıyı Akdeniz’in soğuk sularında ölüme terk edenler, bugün Ukrayna’da sığınmacı durumuna düşen mazlum Ukraynalılara 'sarı saçlı, mavi gözlü, medeni' sığınmacılar diyerek kucak açıyor. Savaşın ortaya çıkardığı mağduriyetlerde bile ayrımcılık yapan sözde medeni bu zihniyet, 21. yüzyılda Avrupa’nın orta çağına rahmet okutuyor."

KENDİ GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESİYORUZ

Türkiye'de yürütülen Milli Teknoloji Hamlesi'nin önemine dikkat çeken Mustafa Varank, "Savunma sanayiinde yerliliği yüzde 25’lerden yüzde 80’lere ulaşan Türkiye, artık kendi göbeğini kendisi kesiyor. Üstelik bunu gizli açık ambargolara, engellemelere rağmen başarıyor. SİHA’larımızın kabiliyeti artık tüm dünyada oyun değiştirici olarak kabul ediliyor. Bunun yanında birçok savunma sanayi ürünümüz artık yurtdışından büyük rağbet görüyor. Milgemimizle, Altayımızla, Hürkuşumuzla ve inşallah milli muharip savaş uçağımızla 2023’ü büyük bir özgüvenle karşılayacağız. Tüm bu adımlarla birlikte, ülkemizin yeni yüzyılını Milli Teknoloji Hamlesi ile şekillendireceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın" dedi.