Biden yönetimi, Rusya'ya karşı savaşa yardımcı olması için Patriot hava ve füze savunma sistemleri göndermeye istekli olduğunu açıkladı.

The Guardian yazarı Jack Watling konuya ilişkin analizinde Biden yönetiminin Ukrayna'ya verdiği destekte çizgiyi aştığını belirterek ABD'nin desteğinin kapsamı önemli bir adımdır. Ancak bu tür prestijli sistemlerin armağanı, NATO için daha uzun vadeli zorluklar doğuracaktır.” dedi.

Biden’ın daha önce Ukrayna'ya Patriot sistemleri göndermeyi reddettiğini hatırlatan Watling sözlerine şöyle devam etti:

“Politikadaki değişiklik, Rusya'nın Ukrayna'nın sivil kritik ulusal altyapısını kapsamlı bir şekilde hedeflemesinden kaynaklanmış gibi görünüyor ve bu da ülkenin büyük bölümünü güçsüz bıraktı . Rusya şimdi kendi tükenmiş stoklarını desteklemek için İran balistik füzeleri elde etmeye çalışıyor ve bu, devam eden yerli füze üretimi ile birleştiğinde, bu saldırıların uzun süre devam edebileceği anlamına geliyor. Ukrayna'yı füze saldırılarından korumak artık insani bir öncelik.”

Watling, sistemin anında koruma sağlamayacağını ve bu nedenle Rusya'nın Ukrayna'nın enerji altyapısına yönelik saldırılarının kısa vadede devam etmesinin muhtemel olduğunu belirtirken “Patriot, hem işletmek hem de sürdürmek için karmaşık bir sistemdir. Savaş koşullarında nasıl bakım ve onarım yapılacağına dair gerekli eğitim olmadan önceden sağlanan ekipman, bakım sorunlarından zarar gördü. Ukraynalıların sistemi sürdürülebilir bir şekilde işletebilmelerini sağlamak zaman alacaktır.” şeklinde konuştu.

Patriot'un sağlanmasının sihirli bir değnek olmadığının da altını çizen yazar, şu ifadeleri kullandı:

“Patriot, Ukrayna'ya belirli bir tehdide karşı savunma sunar. Ancak, Ukrayna'nın enerji güvenliğine yönelik diğer tehditleri alt etmenin uygun maliyetli ve sürdürülebilir bir yolunu geniş ölçekte ele almak, Ukrayna'nın ortaklarının biraz yenilikçi düşünmesini ve yatırım yapmasını gerektirecektir. Ayrıca, bu sistemlerin tedarikinin NATO stoklarını endüstriyel olarak yenileme ve Çin'i daha büyük bir çatışma durumunda üretimin sürdürülebileceğine ikna etme yeteneği ile eşleştirilmesi küresel istikrar için hayati önem taşıyor.”