Akşam Gazetesi Yazarı Oğuzhan Bilgin’in bugün kaleme aldığı köşe yazısında, Yunan hükümetinin uyguladığı dış politika girişimlerinin kendi halkının çıkarlarını düşünmekten çok ABD çıkarlarına hizmet ettiğini ele aldı. Yazar köşe yazısına şu satıları taşıdı:

Pazartesi bu köşede imparatorluktan kopan milletlerin imparatorluk kuran milletlere karşı düşmanlık yapmaları üzerinden kendi millî kimliklerini inşa ettiklerini anlatmıştım. Sürekli 'öteki'ye göre kendini tanımlamanın ve bu düşmanlığı besleyerek var olmaya çabalamanın bir tür yetişkin olamama hâlinin neticesi olan bir ergenlik psikolojisi ve aşağılık kompleksi olduğundan bahsetmiştim. Buna örnek olarak da Türk İmparatorluğu'ndan kopan etnik unsurlar olan Yunanları, Sırpları, Ermenileri ve Bulgarları vermiş sonrasında da Yunanların bitmek bilmeyen Türk düşmanlığını bu kompleks üzerinden Yunan Millî Marşı örneğini tartışmıştım.
Yine adalar başta olmak üzere Lozan'da tanımlanmış sınırların tartışmaya açılmasının Türkiye için değil Yunanistan için risk olduğunu söylemiş; Atina'nın bile egemenliğinin tartışılır hâle geleceğini söylemiştim.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da dün çok net bir şekilde Yunanistan'ın aşağılık kompleksi içinde çırpındığını söyleyip şunu ekledi: "Adalar silahsız olması şartıyla Yunanistan'ın egemenliğine bırakılmıştı. Eğer bu kural çiğnenirse adaların egemenliği de tartışmalı hâle gelebilir!"

MİÇOTAKİS YUNAN HALKININ MI ABD'NİN Mİ ÇIKARLARINI SAVUNUYOR?

ABD ve Fransa'ya güvenerek onların taşeronluğuna soyunan Yunan Başbakanı'nın öncelikle kendi halkının çıkarını, huzurunu ve güvenliğini savunması gerekirken Türkiye gibi küresel bir aktörü karşısına alarak bunları riske atması Miçotakis'in kendi halkından ziyade ABD menfaatlerini ön plana koyduğu izlenimi bırakıyor. Zira ister ABD ister Fransa desteklesin; istedikleri kadar üs kurup silah versin ve kongrelerinde alkışlatsın; ciddi bir gerilimde tıpkı 100 sene önce İngilizlerin Yunanları yalnız başlarına bıraktığı gibi Yunanistan'ı yine ortada bırakacaklarını tahmin etmek zor değil.

İflas etmiş ekonomisine ve gençlerinin önemli bir bölümünün yurtdışına iş bulmak için gitmiş olmasına rağmen dünya üzerinde bütçesini silahlanmaya açık ara en çok ayıran ülke Yunanistan. O kadar ki silahlanmaya en çok pay ayıran ülkenin bile neredeyse iki katı oranda silahlanma bütçesi ayırmış bir ülke. Yani yatırım, istihdam yaratma gibi hedefleri geri plana atan bir Türk düşmanlığı böyle bir deliliğe sebep oluyor...

Öte yandan sığınmacılar gelmesin diye botlarını batıran Yunanistan, söz konusu Türkiye'den kaçan FETÖ'cü ve PKK'lı teröristler olduğunda ise onlara kucak açmakta tereddüt etmiyor. Darbe gecesi kaçan darbeci teröristleri bile sahipleniyor, Türkiye'ye iade etmiyor. Buna rağmen demokrasi bakımından tek bir eleştiri bile almıyor. Zaten Yunanistan'ın bu dokunulmazlığı onu en çok şımartan unsurlardan biri.

TÜRKİYE'DEKİ YUNANPERESTLER

İlginçtir, Türkiye'ye ve Türklere karşı Yunanistan'daki aşağılık kompleksi bu kadar barizken, Türkiye'de de Türklük ve Müslümanlıkla sorunlu olan ama Müslüman Türk anne-babadan da doğma olan bir Batılılaşmış-mandacı kesimde Cumhuriyetin ilk yıllarından beri bir Yunan hayranlığı dikkat çekiyor. Kimi tarih dendiğinde Ahlat'ı, Malazgirt'i yok sayıp Efes, Aspendos sevdalısı olur; kimi Türk-İslâm felsefesinden habersizken en alakasız konuyu bile Eski Yunan'daki bazı sözlere abartılı bir şekilde getirir; kimi büyük oranda Türk mutfağının 'etkisinde' oluşmuş Yunan mutfağının çok özgün ürünleri varmış gibi hayran olur; kimi millî bayramlardaki resmî tatilleri Yunan egemenliğinde kalmış adalara gidip oradan İzmir Marşı temalı sosyal medya paylaşımları (o marştaki 'yel gibi kaçan düşmanlar kimdi?') yapar...

Hadi bunların birçoğu bir nevi kültürel hegemonya ve cehalet meselesi... Peki, bunu siyasi bir kasıtla yapanlara ne demeli? Düşünsenize Türkiye'nin en büyük gazetesinin genel yayın yönetmenliğini uzun yıllar boyu yapan zat Miçotakis'in ABD Kongresi'nde yaptığı Türk düşmanı konuşmayı yerlere göklere sığdıramayabiliyor. Eski hariciyeci muhalefet sözcüsü "Türkiye Doğu Akdeniz'de gerilimi tırmandırıyor" diye Yunan sözcüsü gibi Türkiye aleyhine konuşabiliyor.

MHP'yi yeterince milliyetçi bulmayıp yeni parti kuranların Yunanistan karşısındaki sessizliği de dikkatlerden kaçmıyor. Aynı sessizlikleri Karabağ Savaşı'ndaki sessizliklerini de hatırlatıyor.

İşte imparatorluk kurucusu büyük Türk milletine ve merkez ülke Türkiye'ye bu sahneler yakışmıyor.

OĞUZHAN BİLGİN KİMDİR?

Resmi Gazete'de yayımlanan atama kararı ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu'nun yönetim yapısında değişikliğe gidildi. Bu kapsamda Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin TRT Yönetim Kurulu Üyesi olarak atandı. Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin kimdir, kaç yaşında? TRT Yönetim Kurulu Üyesi Oğuzhan Bilgin aslen nereli? gibi soruların yanıtları merak konusu oldu. İşte hakkında tüm merak edilenler..

Resmi Gazete'de yayımlanan atama kararı ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu'nun yönetim yapısında değişikliğe gidildi ve görevlere yeni atamalar yapıldı. Bu atamalar kapsamında Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin TRT Yönetim Kurulu Üyesi oldu. Peki, TRT Yönetim Kurulu Üyesi Oğuzhan Bilgin kimdir, kaç yaşındadır? İşte hakkında tüm detaylar...

DOÇ. DR. OĞUZHAN BİLGİN KİMDİR, KAÇ YAŞINDA?
Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin Akademisyen, siyaset bilimci-sosyologdur. 2002 Yılında Ankara Atatürk (Anadolu) Lisesinden mezun olan Oğuzhan Bilgin 2007 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümünü bitirdi. 2010 Yılında aynı üniversitenin Sosyal Politika Yüksek lisansı derecesini "Türkiye'de İşçi Sınıfı Kimliğinin Oluşum Sorunları ve Sendikaların Rolü" başlıklı tezle aldı.

Oğuzhan Bilgin, doktorasını ise 2015 yılında İngiltere'de University of York'ta Siyaset Bilimi Bölümünde "Türkiye'de İslami Girişimciliğin Yükselişi ve Bunun Türk Modernleşmesindeki Rolü" başlıklı teziyle tamamladı. Halen Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapan Oğuzhan Bilgin Türk Muhafazakarlığı, Türk Milliyetçiliği, Toplumsal Sınıflar, Kültür Sosyolojisi, Modernleşme, Türk Siyasal Hayatı, Türk Dış Politkası gibi konularda çalışmaktadır.