Rusya’nın 3 gündür aralıksız devam eden hava saldırılarını Zeytin Dalı Bölgesi ve Fırat Kalkanı Bölgesi’ne kadar ilerletmesi karşısında TSK, 25 Eylül’de SİHA ve helikopterlerle bölgenin güvenliğini aldı.

Rusya saldırılarını artırdı: Rejim bölgelerini koruyacağız

Rusya’nın Esed ve İran destekli Şii milisler için alan açmak için Halep kırsalı, Afrin ve İdlib’i bombalaması üzerine Türkiye’den M4 karayolunun üzerine askeri zırhlı araçlarını konuşlandırması gerilimi artıran Rusya’nın saldırılarına karşı bir hamle olarak yorumlandı.

Dün ve bugün Afrin’e düzenlenen Rus hava saldırılarında 35 SMO (ÖSO) askeri hayatını kaybetti.

Ortadoğu Haber'in edindiği bilgilere göre Esed rejimi komutanlarından Mahir Esed kontrolünde bulunan Rus eğit donat kuvvetti 4. Tugayı Hama bölgesinden ayrılarak İdlib, Halep ve Hama cephesine gelmesinin üzerine TSK’nın yaptığı bu hamle Soçi mutabakatının sert geçeceği imajı çizdi.

ERDOĞAN-PUTİN ZİRVESİNDE ''İDLİB'' ELE ALINACAK

Lavrov, Rusya'nın Erdoğan-Putin görüşmesi öncesi İdlib'de, gerginliği azaltma anlaşmasına rağmen, ‘neden saldırılarını artırdığı’ ve ABD ve Rusya arasında Fırat'ın doğusu konusunda bir uzlaşı olup olmadığı sorularına şöyle yanıt verdi:

“İdlib'de Rusya Devlet Başkanı ve Türkiye Cumhurbaşkanı arasında özel bir anlaşma var ve Türk muhataplarımız normal muhalifleri teröristlerden ayırma sorumluluğunu üstlendi. Bunun uzun süre önce yapılması gerekiyordu ama olmadı, biraz yavaş ilerliyor.”

Lavrov, 29 Eylül'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki zirvede İdlib konusunun ele alınacağını söyledi.

ESED: İDLİB BİZİM KONTROLÜMÜZE GEÇECEK

Esed, Türkiye ve Rusya arasında varılan İdlib mutabakatının ardından yaptığı açıklamada bunu "geçici bir önlem" olarak tanımlamış ve silahlı muhaliflerin elinde kalan en önemli bölge olan İdlib'in Şam yönetimine geçeceğini söylemişti.

SOÇİ MUTABAKATI MADDELERİ NELERDİR?

10 maddelik mutabakat şöyle:

"Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin aşağıdaki konularda mutabık kalmışlardır:

1. Her iki taraf Suriye'nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün muhafazasına ve Türkiye'nin milli güvenliğinin korunmasına olan bağlılıklarını teyit ederler.

2. Terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle mücadele etme ve Suriye topraklarındaki ayrılıkçı gündemleri boşa çıkarma yönündeki kararlılıklarını vurgularlar.

3. Bu çerçevede, Tel Abyad ve Ras Al Ayn'ı içine alan 32 km derinliğindeki mevcut Barış Pınarı Harekatı alanındaki yerleşik statüko muhafaza edilecektir.

4. Her iki taraf Adana Anlaşması'nın önemini teyit eder. Rusya Federasyonu mevcut koşullarda Adana Anlaşması'nın uygulanmasını kolaylaştıracaktır.

5. 23 Ekim 2019, öğlen saat 12.00'den itibaren, Rus askeri polisi ve Suriye sınır muhafızları, Barış Pınarı Harekat alanının dışında kalan Türkiye-Suriye sınırının Suriye tarafına, YPG unsurları ve silahlarının Türkiye-Suriye sınırından itibaren 30 km'nin dışına çıkarılmasını temin etmek üzere girecektir. Bu işlem 150 saat içinde tamamlanacaktır. Aynı saat itibarıyla, mevcut Barış Pınarı Harekat alanı sınırlarının batısı ve doğusunda 10 km derinlikte Kamışlı şehri hariç Türk-Rus ortak devriyeleri başlayacaktır.

6. Münbiç ve Tel Rıfat'tan bütün YPG unsurları silahlarıyla birlikte çıkarılacaktır.

7. Her iki taraf terörist unsurların sızmalarının önlenmesinin temini için gerekli tedbirleri alacaktır.

8. Mültecilerin güvenli ve gönüllü şekilde geri dönüşlerini kolaylaştırmak maksadıyla ortak çalışma yapılacaktır.

9. Bu muhtıranın uygulanmasını gözetmek ve koordine etmek amacıyla müşterek bir denetim ve doğrulama mekanizması ihdas edilecektir.

10. Taraflar Astana Mekanizması çerçevesinde Suriye ihtilafına kalıcı bir siyasi çözüm bulunması amacıyla çalışmalarını sürdürecek ve Anayasa Komitesi'nin faaliyetlerini destekleyecektir."