Almanya Türk Derneği Eşbaşkanı Aslıhan Yeşilkaya, Middle East Eye'a yaptığı bir açıklamada Alman Türk toplumu içinde çeşitli derecelerde sorunların olduğu ama bu sorunların en belirgin olanın kimlik krizi olduğunu kaydetti.

Yeşilkaya, "Yakın zamanda yapılan bir ırkçılık karşıtı ankette, yanıt verenlerin yüzde 65'i ayrımcılığa maruz kaldığını veya yaşamış birini tanıdığını söyledi. Irkçılık ve ayrımcılık hakkında ne zaman konuşmaya çalışsak görmezden gelindik. Almanya'nın yapısal ırkçılıkla ilgili bir sorunu var. okulda, işyerinde ve toplumda."dedi.

2019 Federal İstihdam Ajansı raporuna göre, Almanya'daki 2,27 milyon işsizin yüzde 46'sı azınlıklardan oluşuyor. Azınlıklar ülke nüfusundaki oranı yüzde 23'ünü oluşturuyor. Bu durumda azınlıklar arasında işsizliğin nüfusuna orana göre çok daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.

Ajans ayrıca, "isimleri kulağa yabancı gelen" kişilerin iş görüşmelerine çağrılma ihtimalinin Alman isimlere göre yüzde 24 daha az olduğunu tespit etti.

Yeşilkaya, "Türk Alman toplumu, nesiller boyu süren bir travma yaşıyor. Bir ömür boyu süren ayrımcılık ve ırkçılık hikayeleri Almanya'da nadir değil." Dedi.

Açık Toplum Adalet Girişimi'nin 2013 tarihli bir raporunda beyaz Alman okul çocuklarının yüzde 50'sinin daha kapsamlı eğitim akışından geçmeyi başardığını, göçmen ailelerden gelen çocukların ise yüzde 33'ten azının aynı şeyi başardığını gösteriyor.

Açık Toplum Adalet Girişimi'nden Katrine Thomasen, "İkinci hatta üçüncü kuşak göçmen olsalar bile Almanya'da 'göçmen' çocuklar olarak bilinen Türk, Kürt ya da Arap kökenli çocukların en düşük seviyede olan Hauptschule okullarına gittiğini bunun da marjinalleşmeye en büyük etkenlerden birini teşkil ettiğini belirtmekte.