Tunus’ta siyasi partilerin 17 Aralık’ta düzenlenecek Meclis seçimlerini boykot kararının ardından 161 sandalye için çoğunluğu bağımsız olmak üzere 1000'den fazla kişi başvuruda bulundu.

Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu, 3 Kasım tarihli açıklamasında, seçimler için 1427 adayın başvuruda bulunduğunu, bu adaylardan 1058'inin başvurusunun kabul edildiğini bildirdi.

Parlamento seçimlerinde 10 sandalyelik yurt dışı kontenjanına sadece 3 başvurunun olduğu belirtilen açıklamada, 10 seçim bölgesinden ise sadece birer adayın başvuru yaptığı belirtildi.

Seçim yasasının değişmesiyle beraber siyasi partilerin hazırladığı listeler yerine "şahsi başvuru" yöntemi uygulanıyor, bu kapsamda milletvekili sayısı da 217'den 161'e düşürüldü.

Seçim bölgelerinin daraltıldığı yeni yasada aday başvurularının düşük seyretmesinin en önemli nedeni olarak "adayların seçime katılacakları bölgede ikamet eden 400 kişiden imza alma mecburiyeti" gösteriliyor.

Partilerin seçim çalışması yapmalarının da yasaklandığı yeni yasada, sadece adayların bireysel seçim kampanyalarına izin verilmesi bağımsız adayların sayısını artırdı.

Yeni seçim yasasında, "ikamet edilen bölgeden aday olmak, sabıka kaydının ve vergi borcunun olmadığını kanıtlayan belgelerin sunulması" gibi yeni adaylık koşullarından dolayı adaylık başvurularının neredeyse dörtte biri reddedildi.

Bağımsız adaylar ön planda

Bağımsız seçim gözlemi yapan Tunus merkezli sivil toplum kuruluşu Gözlem Ağı Derneği Üyesi Emin el-Helvani AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, siyasi partilerin önemli bir kısmının seçimleri boykot etmesinden dolayı bağımsız adayların ön plana çıktığını söyledi.

Bağımsız adayları destekleyen partilerin olup olmadığının seçim sürecinin ardından anlaşılabileceğini belirten Helvani, şöyle devam etti:

"Kuşkusuz 17 Aralık seçimlerinde bağımsız adayların sayısı daha yüksek olacak. Fakat bu bağımsızların, gerçekten bağımsız olup olmadıklarını, siyasi partilerin bu bağımsızlara destek sağlayıp sağlamadıklarını seçimlerin ardından Mecliste oluşacak aritmetiğin ardından anlayabiliriz. Parlamentoda bağımsızların ağırlıkta olması Meclis bloku oluşturmayı zorlaştıracak fakat bu durum tamamen grup oluşturulamayacağı anlamı da taşımıyor."

Siyasi Analist Salim Bulbabe ise güçlü siyasi partilerin seçimleri boykot etmesinin Mecliste halkın temsil edilmesiyle ilgili şüphelere neden olacağını savundu.

Bulbabe, konuya dair şu değerlendirmede bulundu:

"Aday adaylığı süresi uzatılmasına rağmen seçimlere katılacak aday adaylarının bulunması noktasında seçime destek veren taraflar zorlandı. Bazı bölgelerden hiç aday çıkarılamadı ya da tek aday çıkarıldı.

Yeni oluşacak Parlamentonun, Cumhurbaşkanı Said’in istediği, yetkileri kısıtlı ve gözetimden yoksun bir Parlamento olacağını düşünüyorum. Bağımsızlardan dolayı dengeli bloklar kurulamayacağı için iktidarda yer almaya çalışan milletvekilleriyle pazarlıkların ön plana çıkacağı siyasetten uzak bir Meclis bizi bekliyor."

Cumhurbaşkanı Said’e yakın siyasi oluşumlar ülke genelinde aday çalışması yaptı

Cumhurbaşkanı Kays Said’e yakınlığıyla öne çıkan eski Tunus Baro Başkanı İbrahim Buderbele tarafından oluşturulan “Halk Kazansın Girişimi'ne destek veren partilerden Halk Hareketi Genel Sekreteri Zuheyr Hamdi, Girişim'e destek veren bağımsız siyasetçiler ve partilerin seçim bölgelerinin hepsinden aday çıkardığını söyledi.

Girişimin sadece seçimlere katılmak için bir araç olarak düşünülmemesi gerektiğini belirten Hamdi, "Girişim en çok 17 Aralık seçim sürecinin ardından yaşanabilecek zorluklarla mücadele etmek için kuruldu. Halkla beraber aynı kaderi paylaşarak, bir geçiş misyonunu üstlenmesini hedefliyoruz." diye konuştu.

Halk Hareketi Sözcüsü Usame Avidat ise parti olarak 85 milletvekili aday adayı çıkarttıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Bağımsız Seçim Kuruluna 120 aday sunduk, bunların 85’i kabul edildi. Kurul tarafından reddedilen adaylar için itirazda bulunduk nihai sayıyı yaptığımız itirazların değerlendirilmesinin ardından öğreneceğiz. Bütün seçim bölgelerinin yüzde 60’ından çıkardığımız adayların arasında 5 de eski milletvekilimiz yer alıyor. Hedefimiz 25 Temmuz (Cumhurbaşkanı Said’in Meclisi feshederek, olağanüstü kararlar aldığı tarih) ruhunun başarıya ulaşmasını sağlamak."

"Tunus Ulusal Gençlik Hareketi" diğer adıyla 25 Temmuz Hareketi Sözcüsü Mahmud Bin Mubarek, ülkedeki 151 seçim bölgesinde çalışma yaptıklarını, siyasi partilerle ittifak oluşturmadan tek başlarına bağımsız bir şekilde çalışmalarını yürüttüklerini söyledi.

Seçime katılacağını açıklayan partilerden Tunus İleri Hareketi Genel Sekreteri Ubeyd el-Beriki ise yaptığı açıklamada, "Tüm seçim bölgelerinde olmasa da belli başlı seçim bölgelerinden adaylarımız var. Aday çalışması sırasında parti üyesi adaylarımızın tanıtımını yaptık. Ayrıca bazı bağımsız adaylar da bizim partimizin adıyla seçimlere katılmak istediklerini ilettiler, bu yüzden aday sayımız net değil." diye konuştu.

Tunus'ta siyasi kriz ve yeni siyasi takvim süreci

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz 2021'de Meclisin çalışmalarını askıya alarak milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırmış, 22 Eylül 2021'de yeni kararnamelerle yetkilerini genişleterek, yürütme organını tamamen kendine bağlamıştı.

Said, 13 Aralık 2021'de açıkladığı "Siyasi krizden çıkışın yol haritası" ile ülkede 25 Temmuz 2022'de anayasa değişikliği referandumuna, 17 Aralık 2022'de de erken genel seçime gidileceğini ve o zamana kadar Meclisin kapalı kalacağını bildirmişti.

Ülkede 25 Temmuz’da seçmenlerin yüzde 30,5 katılımıyla düzenlenen referandumda, yüzde 94,6 evet oyuyla yeni Anayasa kabul edildi.

Cumhurbaşkanı Said, yeni Anayasa'nın kabulünün ardından 15 Eylül'de yaptığı açıklamayla, erken genel seçimlerde uygulanacak yeni seçim yasasını duyurdu.

Yeni seçim yasasının ilanının ardından Nahda Hareketi, Tunus’un Kalbi Partisi, Demokratik Akım Partisi, Özgür Anayasa Partisi, Afak Tunus Partisi gibi Tunus Parlamentosunda varlık gösteren önemli siyasi partiler ile muhaliflerin çatı oluşumu Tunus Ulusal Kurtuluş Cephesi peş peşe yaptıkları açıklamalarla seçimleri boykot edeceklerini duyurmuşlardı.