Prens Muhammed bin Selman'ın veliaht prens olmasının ardından hem iç politikada hem de dış politikada köklü değişiklikler gerçekleştiren Suudi Arabistan yönetiminin ülkedeki din adamları üzerindeki baskısı da artış eğiliminde. Ülkenin Suudi hanedanı ile birlikte iki kurucu sınıfından birisini teşkil eden din adamları sınıfı aynı zamanda Selefilik akımın dünya genelinde yükselişe geçmesinde önemli rol oynamıştı. Ülkenin dini söyleminin İslam ülkelerinde güç kazanmasını önemli bir dış politika aracı olarak gören Suudi yönetimi, Prens Muhammed bin Selman'ın ülkede fiilen iktidarı eline aldığı sürece kadar din adamları sınıfına ciddi imtiyazlar tanımaktayken artık bu imtiyazlardan söz etmek mümkün değil. Riyad yönetiminin yeni söylemine uyum sağlamadığı düşünülen ilim adamları hem ülkenin istihbarat ve güvenlik örgütlerinin baskısı altında hem de hukuki olarak pek çok suçlamayla karşı karşıya.

Suudi Arabistan'ın iç ve dış politikada başlattığı yeni sürecin son örneğiyse Aid el Karni oldu. Geçtiğimiz yıllarda Sahve hareketinin önde gelen isimleri arasında olan ve pek çok İslam ülkesinde takipçisi bulunan el Karni, kendisine ait "Üzülme" adlı şiiri okuması nedeniyle suçlanmış ve Suudi hükümeti tarafından yaklaşık 10 ay boyunca hapiste tutulduktan sonra serbest bırakılmıştı. Cezaevi sürecinin ardından büyük bir fikri dönüşüm geçiren Aid el Karni artık ülkedeki muhalifler tarafından 'sultanın alimleri' sınıfında yer almakla suçlanıyor. Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn'le birlikte ABD'nin bölgedeki politik çizgisine yaklaşan Suudi Arabistan'ın politikalarını cezaevine girmeden önce eleştiren el Karni, geçtiğimiz süreçte 'Şimdi, Muhammed bin Selman tarafından savunulan ve dünyaya tanıtılan mutedil ve açık İslâm’ın taraftarıyım.' ifadeleriyle pek çok kesimin tepkisini çekti.

Twitter üzerinden Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik sert bir açıklama yayınlayan el Karni, Türkiye'yi bölgedeki savaşların sebebi olmakla suçladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Pakistan'da geniş bir ilgi gördüğü ziyaretin ardından Aid el Karni'nin yaptığı açıklamaların özellikle Arap toplumları ve Suudi Arabistan'ın nüfuz alanında bulunan Güney Asya'daki Müslümanları etkileme amacıyla yapıldığı öne sürülürken el Karni daha önce Erdoğan'a destek verdiği açıklamalarını da geri çektiğini duyurdu.

Geçtiğimiz yıllarda pek çok kez Türkiye'yi ziyaret eden ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a övgüleriyle tanınan Aid El-Karni bahse konu açıklamalarında ''hataya düştüğünü, Erdoğan ile gerçekleri yeni gördüğünü ve Erdoğan'ın Suudi Arabistan yönetimine düşmanlık beslediğini yeni farkettiğini” dile getirdi.

Türkiye'deki din anlayışının ve din öğretiminin sapkın olduğunu iddia eden el Karni, ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan'da münafıklık alametleri bulunduğu suçlamasında bulundu. Suudi yönetiminin son dönemde İsrail işgal hükümetiyle yakınlaşmasına ve Prens Muhammed bin Selman'ın yüzyılın anlaşması sürecinin önemli isimlerinden birisi olmasına karşın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı İsrail'e destek vermekle itham eden Aid el Karni'ye göre İslam ümmetinin lideri Suud lideri Kral Selman.

Twitter kullanıcıları tarafından yoğun bir tepkiyle karşılanan açıklamanın dikkat çeken kısmı ise şu şekilde:

Kardeşlerim! Geçmişte Erdoğan'ı övdüğüm videolarım bulunmaktadır. Diğer müslümanlar gibi ben de ona kanmış bulunmaktaydım. Dine olan sevgimiz hasebiyle onun yaptıklarına kandık. Ancak son açıklamaları ve söylemleri, bize onun hakikatini gösterir nitelikte oldu. Açıklamalarında Suudi Arabistan'a düşmanlığını açıkça göstermeye başladı. Bu şahıs, müminlerin nusretini arzulamamakla birlikte benliğinde envai çeşitte kusur bulunduran bir kişilik.

Geçmişte onun hakkında yaptığım övgülerden Allah'a sığınıyorum. Bu şahsın başkanlık sonrasında yaptığı ilk işlerden biri Yahudileri ziyaret etmek oldu. Kudüs'ü ele geçireceklerini ilan eden Yahudilerin kepini takmıştır ve bunun fotoğrafları mevcuttur. İsrail elçiliği hala Türkiye'de mevcudiyet gösterebilmektedir.

Suriyelileri süslü sözleriyle kandırmış ve sonra onları savaşın içinde öylece bırakıvermiştir. Girdiği her bölgede fitne zuhur etmiştir. Libya'da Libyalıların, Yemen'de Yemenlilerin, Suriye'de Suriyelilerin ölümüne ortak olmuştur. İslam için çalıştığını iddia etmektedir ancak Suudi Arabistan'ın İslam için yaptıklarının hangisini yapabilmiştir?

Osmanlılar, İslam alemini işgal ettiler. Bilhassa Harameyn toprakları onların işgaline maruz kalmıştır, tüm bunlar yazılı ve ispatlıdır. Girdikleri yerlerde kan dökmüş, işgal etmiş, ilim yaymamış, kültür bırakmamış, gelişimi engellemiş ve tarıma mani olmuşlardır.

Erdoğan, Safevilerle çalışarak müslümanların saflarını bölüyor. İslam ümmetinin asıl lideri Erdoğan değil kral Selman'dır. Filistinlere en büyük desteği veren devlet, Suudi Arabistan'dır. Nitekim onun vatandaşları, Mekke'de şov yaparak “Canımız, kanımız sana feda olsun Ey Aksa” söylemlerinde bulundular. Ne yaptınız bunca senedir Kudüs için? Kudüs için ne sundunuz?

Suudi Arabistan ise Muhammed bin Selman öncülüğünde İslam ümmetine hizmet etmektedir. Kan döken bu adamı Allah'a havale ediyorum.