Euro-Med'e göre, her iki kadın da birkaç saat gözaltında tutulurken, yetkililer Hodari ve kendisi gibi tutuklu olan oğlu Hani'nin sağlık ve hapishane koşulları hakkında konuşmama taahhüdünü imzalamaya zorlandıktan sonra serbest bırakıldı.

Euro-Med’e göre, güvenlik görevlileri Hodari'nin karısını sorguladı, evini arayıp filme aldı ve telefonuna el koydu.

Middle East Monitor’de yer alan habere göre Suudi güvenlik yetkilileri, Hodari’nin eşi Vicdan’ı ve tüm ailesini sınır dışı etmekle tehdit ederek, kocasının ve oğlunun serbest bırakılması için ailesinin yaptığı itirazlardan rahatsız olduklarını bildirdi.

Euro-Med, Suudi güvenlik yetkililerini Hodari'nin evine yaptıkları baskın için şiddetle kınadı ve bu uygulamayı "aileyi sindirmeye ve susturmaya yönelik yeni bir girişim" olarak nitelendirdi.

İnsan hakları grubu, "Aileyi susturmak veya sınır dışı edilmekle tehdit etmek hem ahlaksız hem de yasadışıdır. Tüm ilgili taraflar, mahkum ve ailesine yönelik bu toplu ihlalleri durdurmak için müdahale etmelidir." dedi.

4 Nisan 2019'da tutuklanan Hodari, yaklaşık otuz yıldır Cidde'de yaşıyordu ve yirmi yıldır Filistin İslami Direniş hareketi HAMAS'ın krallıkla ilişkisini yönetmekten sorumluydu.

8 Mart 2020'de Hodari ve oğlu, HAMAS’a üye olmakla suçlanan 68 kişinin yargılandığı toplu dava kapsamında Yargıtay'da "terörist gruba katılmakla" suçlandı. Hodari, HAMAS içinde çeşitli liderlik pozisyonlarında bulunmakla suçlandı.

Uluslararası Af Örgütü, Hodari'nin yeterli tıbbi tedavi görmediği ve bunun sonucunda sağlığının kötüleştiği konusunda defalarca uyarıda bulundu. Hodari gözaltına alınmadan önce kanser tedavisi görüyordu.

Çeviri: Engin Dinç