İsfehanlı çiftçilerin protestosu, sonbaharda buğday ekimi için su payı ayırılmaması üzerine başladı.

Isfahan Bölgesel Su Şirketi ile İl Radyo ve Televizyon Kurumunun önünde çiftçilerin toplanmasıyla başlayan protestolar, 9 Kasım’da Zayende Nehri’nin kuruyan yatağında çadır kurulmasıyla oturma eylemine dönüştü.

İsfahanlı çiftçiler, yaklaşık dört seneden beri Zayende Nehri suyunun iyi yönetilememesi, su kesintileri nedeniyle tarım ürünlerinin kuruması ve kendi hakları olan suyun başka illere transfer edilmesinden şikayet ederek protesto gösterisine başladılar.

Protestocular, Zayende Nehri’nden Yezd iline su transferi projesini başlatan eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi aleyhine sloganlar atarak yaşadıkları sorunun nedenlerinden birinin, bu projeden kaynaklandığını açıkladılar.

Yezd Milletvekili Muhammed Salih Cokar, Yezd’in adının geçmesine tepki göstererek doğal bir kaynak olan sudan tüm insanların yararlanma hakkının bulunduğunu ve bazı kesimlerin İsfahan’daki su sıkıntısından Yezd’i sorumlu tutmasının yanlış olduğunu ifade etti.

Cokar, açıklamalarında “Her ne kadar Isfahan’daki çiftçilerin taleplerinin ciddiye alınması gerektiğini vurgulasak da Yezd halkının payı olan içme suyu hakkı göz ardı edilmemelidir. Zayende Nehri’nden transfer edilen suyu kullanmak bizim de hakkımızdır ve kimsenin hakkımızı görmezden gelmesine izin vermeyeceğiz.” dedi.

İRAM’ın ‘’İsfahan’daki Su Krizi Derinleşiyor’’ başlıklı haber analizine göre:

İsfahan Bölge Su Müdürü; su temininin şu anda mümkün olmadığını, yağışlar ve Zayende Nehri Barajı rezervuarının yükselmesine bağlı olarak bu konuda bir karar vermeyi umduklarını belirtti. Diğer taraftan Isfahan milletvekilleri su sorununun giderilmesi ve daha kalıcı çözüm tedbirleri alınması için 11 Kasım Perşembe günü Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile görüştü. Görüşmeye katılan Isfahan milletvekillerinden Mehdi Tuğyani; Reisi ile görüşmelerinde su sorununun yanı sıra kültürel mirasın korunması, hava kirliliğine çözümler getirilmesi ve toprak kaymalarına önleyici tedbirler alınmasıyla ilgili konuları gündeme getirdiklerini belirtti. Tuğyani, su sorununun çözümü ile ilgili öneriler sunduklarını ancak Cumhurbaşkanı Reisi’nin bilimsel araştırmaları dikkate alarak Cumhurbaşkanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezine, bu konuyu öncelikli olarak gündeme alması ve daha hızlı çözüm önerileri sunması talimatı verdiğini ifade etti. Reisi, Isfahan milletvekilleriyle görüşmesinde Cumhurbaşkanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezinin ilk görevinin, başta merkez iller olmak üzere ülkedeki su sıkıntısına ve bundan kaynaklanacak sorunlara çözüm bulmak olduğunu söyledi. Reisi, suyun adil bir şekilde dağıtılması ve tüm illerin su hakkını adil bir şekilde alabilmesi için Enerji Bakanı’na bu konuyu bir an önce takip etmesi talimatını verdiklerini de vurguladı. Bu açıklamalar da çiftçileri tatmin etmedi ve 13 Kasım Cumartesi günü, Isfahan halkının da çiftçilere destek vermesiyle daha kalabalık bir protesto gerçekleştirildi. Çiftçilerin protestolara devam etmesi ve bu protestolara daha fazla vatandaşın katılmasından endişelenen Reisi hükûmeti, Enerji Bakanı Ali Ekber Mihrabiyan’ı Isfahan’a gönderdi. Çiftçilerle görüşen Bakan, Isfahan’daki su sorunlarının on yıllardan beri devam eden yanlış su yönetiminden kaynaklandığını ifade ederek bu sorunları kısa vadede çözmenin mümkün olmadığının altını çizdi. Bakan’ın ziyareti sonrasında; bölge su temsilcileri, vali ve çiftçilerin katılımıyla bir komite oluşturulmasına ve çiftçilerin sorununa çözüm aranmasına karar verildi.

Son yıllarda İran’da su ve çevresel sorunlar nedeniyle ülkenin birçok bölgesinde protesto ve eylemler düzenlenmektedir. Temmuz 2021’de 50 derecenin de üstüne çıkan sıcaklıkların kaydedildiği Huzistan’da başlayan su sıkıntısı, geniş protestolara neden olmuştu. Orta Doğu’nun yarı kurak ikliminin etkisi altında olan İran, dünyadaki iklim değişikliğiyle birlikte su kıtlığını ve çevre sorunlarını giderek daha şiddetli yaşamaya başlamıştır. Dünya Doğal Kaynaklar Enstitüsü (WRI) verilerine göre İran; Katar, İsrail, Lübnan ve Ürdün ile birlikte “dünyanın en çok tatlı su sorunu yaşayan 5 ülkesi” arasında yer almaktadır.

İran’ın su sorunu artık halının altına süpürülemeyecek derecede ciddi bir aşamaya varmış bulunmaktadır. Öte yandan mevcut hükûmet de öncekiler gibi sorunun radikal bir çözümünü bulmak yerine enerjisini ve önceliğini, protestoların kitleselleşmesini ve yayılmasını engelleme yolunda harcamaktadır. İran hükûmeti, diğer birçok benzer meselede olduğu gibi çevre ve su sorununa da öncelikli olarak güvenlikçi bir perspektiften yaklaşmakta ve sağlıklı çevre projeleri üretmek yerine bu sorundan doğabilecek muhalefeti engellemeye odaklanmaktadır. İran’daki su sorununun; iklim değişikliği kadar suyun yanlış yönetiminden, genel hesap verilebilirlik, şeffaflık, liyakat ve uzmanlaşma eksikliğinden kaynaklandığını kabul etmeye yanaşmamaktadır. Sorunların çözümü yerine sadece dile getirilmesini engellemeye dönük bu çabalar, su sorununun yakın vadede kalıcı bir çözüme kavuşmayacağını düşündürmektedir.