Norveç'te özellikle göçmenlerin çocuklarını ailelerden ayırarak insan hakları ihlaline varan kararlar alan Barnevernet'in (Çocuk Refah Hizmetleri) uygulamaları uzun süredir eleştirilerin odağında olmayı sürdürüyor.

Çocuğu elinden alınan ve karara karşı açtığı davayı AİHM'e taşıyan Somalili Mariya Abdi İbrahim'in avukatı Anne Lutina, kararın uygulanmadan önce mağdurlara daha fazla yardım edilmesi gerektiğini söyledi.

Barnevernet davalarına bakan Lutina, müvekkili Mariya Abdi İbrahim'in bebeğinin 10 aylıkken elinden alındığını ve Hristiyan koruyucu aileye verildiğini belirtti.

DAVA EMSAL TEŞKİL ETTİ

Norveç mahkemesinin, Abdi İbrahim'in davasında annenin ebeveynlik haklarının sınırlanması ve çocuğun koruyucu aileye verilmesi kararı aldığını aktaran Lutina, "Sonrasında davayı AİHM'e taşıdık. Anne çocuğunun kendi inancına göre yetiştirilmesini istiyordu. AİHM lehimize karar verdi. Davamız birçok dava için de emsal teşkil etti." diye konuştu.

Lutina, AİHM'de görülen davada, İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. (aile haklarının korunması) ve 9. (dini özgürlüklerin korunması) maddelerinin öne çıktığını, AİHM'in 9. maddeyi 8. maddeyle ilişkili olarak değerlendirdiğini belirtti.

AİHM LAHTE KARAR VERDİ

Lutina, Barnevernet'in annenin yeterli, pratik ve duygusal desteği sağlayamadığını düşündüğü için çocuğu koruma altına aldığını ancak Abdi İbrahim'in buna itiraz ettiğini kaydetti.

Abdi İbrahim'in çocuğuna daha iyi bir yaşam sunabilmek için Norveç'e geldiğinin altını çizen Lutina, "Abdi İbrahim'in çocuğunu korumak için Norveç'e getirmesi yeterince zor olmalı. Sonucu çok kısa sürede onu Norveçli yetkililere kaybetmek oldu. Abdi İbrahim'e daha fazla yardım edilmeliydi." dedi.

Lutina, Abdi İbrahim'in, oğlunun 10 yıldır farklı bir aileyle yaşadığının farkında olduğunu, onun için en iyisini istediğini, bu nedenle de tek isteğinin onunla iletişimde kalmak ve onu görebilmek olduğunu söyledi.

Mariya Abdi İbrahim, AİHM'den lehte karar çıkmasına rağmen hala çocuğuyla görüşemiyor.