Dera el-Beled dün Ömer Camii meydanında oturma eylemine tanık oldu. Eylemciler, yeni görevlendirilen Rus General’in hafif silahları teslim etmelerini isteyerek, kendi deyimleriyle Dera el-Beled’e uyguladığı ‘kışkırtıcı operasyona’ karşı çıktı. Söz konusu talebin kabul edilmemesinin ardından savaş uçakları halka gözdağı vermek ve askeri gerilimi artırmak için Dera şehri semalarında devriyeye başladı.

Dera el-Beled’e giden tüm yolları kapatan Suriye rejim güçleri, Dera el-Mahatta ile Dera el-Beled’i birbirine bağlayan, Hava İstihbarat Birimi içinden geçen tek bir yol bıraktı. Bir Rus generalin iki gün önce Dera el-Beled’deki Merkez Komisyonu’ndan şehirde halen mevcut olan hafif silahların teslim edilmesini istemesi üzerine toprak bariyerler yükseltildi. Merkez Komisyonu’na yakın bir kaynak Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte, Suriye rejiminin seferberlik ve tehdit yoluyla şehre baskı uygulayabileceğini veya askeri eylemleri kışkırtabileceğini aktardı. Ancak Merkez Komisyonu, silahların teslim edilmemesi üzerine askeri operasyon gerçekleştirileceğinden haberdar edilmedi.

Merkez Müzakere Komisyonu dün Rus tarafını ve Suriye rejimi güvenlik komitesini Dera el-Beled şehrinden bireysel silahların geri çekilmesi talebinin kabul edilmediği konusunda bilgilendirdi. Rus tarafı bu talebi iki gün önce şehir merkezinde düzenlediği bir toplantıda sunmuştu.

Kaynağın ifade ettiğine göre Dera şehrine yeni atanan Rus General, güvenlik servislerine bağlı askeri oluşumların el-Menşiyye ve Sicne mahallesinde, eski Dera gümrüğünde konuşlandıkları noktalardan çıkartılması ve komitelerin de silahları geri çekmesi karşılığında Dera el-Beled şehrinde bulunan hafif ölçekteki bireysel silahın teslim edilmesini istedi. Rusya'nın bu talebinin rejimin Dera’da Güvenlik Komisyonu’ndan sorumlu yetkili Tümgeneral Hüssam Luka tarafından teşvik edildiği kaydedildi.

Kaynağın bildirdiğine göre söz konusu talebi reddeden Merkez Komisyonu, Dera el-Beled şehrinin ağır ve orta silahları teslim ederek bireysel silahları elinde tutmasını, devlet kurumları ve sivil polisin Suriye rejimine bağlı başka hiçbir güvenlik gücü olmadan şehre girmesini öngören 2018 tarihli uzlaşı anlaşması şartlarının uygulanmasını talep etti. Söz konusu kaynak açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Uzlaşı anlaşmasının ardından güvenlik servisleri Dera el-Beled şehrinin bir dizi sakinini kendi güçleri kapsamında silahlandırdı. Dera el-Beled’deki mahalle ve bölgelere yayılan bu yerel gruplar, muhalefette eski liderler ve üyelerine suikastta bulunma suçlaması da dahil olmak üzere halka karşı eylemlerde bulunmakla suçlandı. Bu gruplar aleyhinde defalarca şikayette bulunulması ardından Dera’daki Merkez Komite, Rus tarafıyla yaptığı toplantılarda söz konusu grupların ortadan kaldırılmasını, silahlarının geri alınmasını ve Dera el-Beled şehrinden sürülmelerini talep etti. Merkez Komitesi’nin Rus talebini şehrin aşiretleri ve ileri gelenlerine iletmesi üzerine halk, Rus talebine karşı çıkarak durumu kınadı. Zira Dera, 2018 tarihli Güney Suriye'deki uzlaşı anlaşması bölgelerine girmesinden bu yana disiplinsiz silahlı gruplar ve muhalif gruplardan arınmış haldeydi. Dera el-Beled’de bir grup gencin elindeki silahlar, kişisel korunma için kullanılıyordu ve hafif ölçekteydi. Silahlar, ciddi güvensizlik ortamının bulunduğu Dera’da savaşçıların ve eski muhalefet simgelerinin hedef alındığı, neredeyse günlük olarak gerçekleşen suikast, cinayet ve adam kaçırma vakalarının yaşandığı bu dönemde iade edilemez. Dera el-Beled’de geri kalan gençlerden çoğunun uzlaşı anlaşmasını kabul etmeden önce daha önce muhalif gruplarda çalıştığı biliniyor. Dera el-Beled’deki bireysel silah sorununa çözüm talep etmeye devam eden rejim, Merkez Komisyonu’nun Suriye rejimine bağlı grupların Dera el-Beled’i terk etmesi talebini şehre baskı yapmak için kullanmaya çalışıyor.”

Güvenlik servislerine bağlı söz konusu gruplar, uzlaşı anlaşmasının ardından Suriye rejim güçlerine katılan eski muhalif lider el-Kasam lakaplı Mustafa Kasım el-Musaleme liderliğindeki Askeri Güvenlik Servisi için çalışan bir grup tarafından temsil ediliyor. Menşiyye mahallesi ve eski Dera gümrüğü, söz konusu grubun aynı zamanda Askeri Güvenlik’e bağlı el-Av lakaplı Şadi Bicbuc grubunun ve Dera el- Mahatta’da Dördüncü Tümen Komutanı Ebu Turki lakaplı Muhammed el-Musaleme liderliğindeki grubun merkezi sayılıyor.

Dera el-Beled şehrinden aktivist Osman el-Musaleme, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte Rus tarafının gerçekleri incelemesi, güvenlik servisleri tarafından işe alınan grupların eylemlerini ve konuşlandıkları noktaları görmek için Dera el-Beled’i ziyaret etmesi gerektiğini vurguladığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Dera el-Beled şehri, atalardan miras kalan hafif silahlara sahip bir aşiret niteliğinde. Bu silahlar 2011 yılında Suriye'de olaylar patlak vermeden önce kontrol altındaydı. Dera'da uzlaşı anlaşmasının başlangıcından bu yana halkın tutukluların serbest bırakılması, akıbetlerinin netleştirilmesi, güvenlik kıskacının ortadan kaldırılması, bölgedeki hayati ve ekonomik şartların iyileştirilmesi yönündeki taleplerinin göz ardı edilmesiyle, 2018'de uzlaşı anlaşması yapıldığında tüm bunlara söz veren Suriye rejimi ve Rus cani ile halk arasındaki güven azaldı. Anlaşma ardından yalnızca bazı tutuklular serbest bırakıldı. Bölgede kademeli bir şekilde uygulanan güvenlik kıskacı sonradan kaldırıldı. Bölgedeki hayat şartları ve ekonomik koşullar geriledi.”

Dera el-Beled, Güney Suriye'deki büyük askeri harekatın ardından 2018'de Rus tarafıyla uzlaşı anlaşmasına tabi olan bölgelere alındı. Anlaşma kapsamında, uzlaşıya karşı çıkanların bölgeden Kuzey Suriye yönüne çekilmesi öngörülmüştü. Suriye muhalefetinin simgesi sayılan Dera el-Beled, 18 Mart 2011'de Suriye rejimine karşı barışçıl halk hareketinin başladığı ilk şehirdi.