Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, Pegasus yazılımının kullanıldığına dair medyada çıkan haberlerin gerçek olmadığını açıkladı ve bu konu hakkında bilgisinin bulunmadığını belirtti.

Morawiecki, ayrıca bu meselenin Polonya istihbarat servislerinin işi olmadığını da ifade etti.

Polonya Başbakanı, dünyada "çok acımasızca davranan" ve bazıları "Polonya'ya dostane yaklaşmayan" birçok gizli servisin bulunduğunu söyledi.

Adalet Bakan Yardımcısı Michal Wos da geçtiğimiz hafta Pegasus casus yazılımı hakkında bilgisi olmadığını söylerken, pazartesi günü sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ''Polonya Adalet Fonu'nun suçla mücadeleyi finanse etmek için yasal bir yükümlülüğü olduğunu, yasaları çiğneyenlerin huzur içinde uyuyamayacakları''nı ifade etti.

Muhalif kesimler ise "Pegasus yazılımının yasa dışı kullanıldığını ve satın alındığını" savunuyor.

3 MUHALİFİN TELEFONLARI HACKLENDİ

Ana muhalefetteki Avrupa Halk Partisi'nin lideri Donald Tusk, muhalefetle bağlantılı üç şahsın Pegasus aracılığıyla dinlenmesi hususunun araştırılası için mecliste komisyon kurulması için çağrı yaptı.

Tusk "Tarihimizde eşi benzeri olmayan bir olay. Bu olay, Polonya'da 1989'dan sonra gerçekleşen en büyük ve en derin demokratik krizdir." açıklamasında bulundu.

Sivil Platform Partisi Milletvekili Bogdan Zdrojewski de Twitter'da "Polonya Watergate'inin alanı genişliyor. Pegasus sadece yasa dışı olarak kullanılmadı, yasa dışı biçimde de satın alındı." dedi.

Tusk’ın avukatı Roman Giertych'in, Polonya hükümetinin yargıda yapmayı planladığı değişikliklere karşı çıktığı bildirilen savcı Ewa Wrzosek'in ve muhalif senatör Krzysztof Brejza'nın telefonlarının Pegasus yazılımıyla hacklendiği ortaya çıkmıştı.

PEGASUS CASUS YAZILIMI

Uluslararası Af Örgütü ve uluslararası gazeteciler konsorsiyumu Forbidden Stories iş birliğinde ve 17 medya kuruluşunca yürütülen araştırmada, İsrail merkezli NSO Grup'a ait casus yazılım Pegasus'un, küresel çapta yaygın ve kötü amaçlar için kullanıldığı öne sürülmüştü.

Birçok kıtada en az 10 ülke hükümetinin NSO Grup'un müşterisi olduğu ve casus yazılımın avukat, gazeteci, siyasi ve aktivistleri hedef almak için hükümetlere satıldığı savunulmuştu.

NSO Grup ise hakkındaki tüm suçlamaları reddetmiş ve "terörizm ve ciddi suçlarla mücadele etmelerine yardımcı olmak için ülkelere ya da kolluk kuvvetlerine teknoloji hizmeti verdiğini" iddia etmişti.

NSO’YA KARŞI DAVA AÇILDI

ABD yönetimi 3 Kasım tarihinde, aralarında İsrail merkezli teknoloji firmaları NSO Grup ve Candiru'nun da bulunduğu 4 firmayı, yabancı ülkelere casus yazılım sattıkları sebebiyle kara listeye almıştı.

Dünyaca ünlü teknoloji devi Apple ise 24 Kasım’da Pegasus'a dava açmış ve kullanıcılarını geliştirdiği casus yazılımıyla hedef alan NSO Grup'a karşı hukuki mücadele başlatmanın yanı sıra şirketi Apple yazılımlarını, hizmetlerini ve araçlarını kullanmaktan men etmek üzere harekete geçtiğini bildirmişti.