Bakan Abdulati, Mısır’ın Şarm eş-Şeyh şehrinde gerçekleştirilen 4. Dünya Gençlik Forumu'nun "su güvenliği" konulu oturumunda Nil suları ve Hedasi Barajı'na dair açıklamalarda bulundu.

İklim değişikliği ve su kıtlığının Mısır’da su yönetimini daha da zorlaştırdığını belirten Abdulati, bu durumu ülkesinin Nil havzasındaki ülkelerde adil ve bağlayıcı yasalar olmadan uygulanmaya çalışılan tek taraflı projelere karşı çok daha hassas hale getirdiğini bildirdi.

Mısır’ın su ihtiyacının yüzde 97’sinin Nil Nehri’nden sağlandığına vurguda bulunan Abdulati, ülkesinin yıllık su ihtiyacının 114 milyar metreküp olduğunu ve bu ihtiyacın sadece 60 milyar metreküpünün temin edilebildiğini açıkladı.

Bakan Abdulati, ülkesinin aralarında Etiyopya’nın da bulunduğu Nil havzasında bulunan ülkelerin birçok baraj inşa etmesine itiraz etmediğini lakin Hedasi Barajı gibi devasa bir projenin bir koordinasyon oluşturulmadan tek taraflı olarak yapılmasının emsali görülmemiş bir durum olduğunu belirtti.

Nil sularındaki Mısır’ın yıllık hissesinin 55 milyar metreküp olduğunu ifade eden Abdulati, bu miktarı temin edebilmeleri için, Etiyopya’nın geçerli sebep göstermeden reddettiği Asvan ve Hedasi barajları arasında açık ve bağlayıcı bir koordinasyonun olması gerektiğini vurguladı.

Asvan Barajı, Mısır'ın güneyinde Nil Nehri üzerinde 1971 yılında resmi olarak açılışı yapılmış büyük bir baraj. Bu baraj, su depolama, elektrik üretimi ve su akışının kontrol edilmesi için aktif olarak kullanılıyor.

HEDASİ BARAJI ANLAŞMAZLIĞI

Mısır, Etiyopya ve Sudan arasında Hedasi Barajı ile ilgili olarak yürütülen müzakerelerden 10 yıldır sonuç alınamıyor.

Tamamlanma oranı yüzde 80'e ulaşan baraj, Sudan-Etiyopya sınırına yakın bir bölgede, Nil Nehri'ni yüzde 85 oranında besleyen Mavi Nil Nehri kolu üzerinde yapılmış olması sebebiyle büyük önem taşıyor.

Addis Ababa yönetimi, Mısır ve Sudan ile anlaşmaya varmamasına rağmen barajın doldurulmasında ısrar ederken, Kahire ve Hartum yönetimleri, Nil suyunun paydaş ülke başına düşen yıllık paylarının etkilenmemesi için öncelikle üçlü anlaşmaya varılması gerektiğini vurguluyor.

Etiyopya, tepkilere rağmen barajda ilk ve ikinci dolum işlemini gerçekleştirmişti.