Angola'nın başkenti Luanda'nın Morro da Cruz bölgesindeki Kölelik Müzesi, geçmişte ülkeyi ağır hasara uğratan kölelik tarihini ziyaretçilere gösteriyor.

Angola, bugün Sahraaltı Afrika ülkeleri arasındaki üçüncü en büyük ekonomiye sahip ülke olsa da yaklaşık 30 milyonluk nüfusunun en az üçte birinin yoksulluk içinde yaşamasının en büyük sebeplerinden biri olarak, ülkeyi geçmişte ağır hasara uğratan Batı ülkelerinin sömürü düzeni ve köle ticareti gösteriliyor.

Kayıtlara göre, 1619'un Ağustos ayı sonlarında Amerika'nın doğu kıyısındaki Chesapeake Körfezi'nin ağzındaki Comfort Burnu'na bir İngiliz korsan gemisi demir atıyor. Gemide, Meksika'ya giden bir Portekiz gemisinden zorla alıkonulan 20'den fazla Angolalı tutsak yer alıyor. Bu tutsakların 400 yıl önce Virginia'ya gelişi, Amerika'da 200 yıldan fazla süre ayakta kalan kölelik uygulamasının da başlangıcı sayılıyor.

Afrika'da kölelerin çoğu Gana ve Senegal'den toplansa da Batı yarımküreye ayak basan 5 milyondan fazla kölenin de Angola'dan geldiği, Kuzey Amerika'ya gönderilen yaklaşık 400 bin Afrikalının dörtte birinin de köle ticaretine on yıllar boyunca hakim olan Portekizliler tarafından sömürgeleştirilen Angola'dan toplandığı biliniyor.

1975'de bağımsızlığını kazanan Angola'ya, geçmişte büyük zarar veren ve sosyal dokuyu bozan köleliğin unutturulmaması için 1977'de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Kölelik Müzesi yapıldı. Atlas Okyanusu kıyısında bulunan müzenin bir tarafında Mussulo Adası diğer yanında ise geçmişte, köle ticaretinin kurbanlarının yaşadığı önemli bir ticaret yolu olan Kwanza Nehri yer alıyor.

İç savaş zamanında zarar gören ama sonradan hızlıca toparlayan ve yeniden turizmle canlanan ülkedeki müze, her yıl ABD başta olmak üzere Portekiz, Almanya, İspanya ve Rusya'dan binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor. Kölelerin Amerika'ya taşınması için gemilere bindirildiği anı tasvir eden eserlerin sergilendiği müze, ülkenin yakın tarihi hakkında önemli bilgiler içeriyor.

Müzede, kölelerin gemilerde bağlandıkları prangalar, demir ağırlıklar, kölelerin birbirine bağlı şekilde hareketlerini tasvir eden heykeller, köle ticaretinin yapıldığı dönemin gemilerinin maketleri, silahlar ve günlük hayatta kullanılan malzemeler yer alıyor.

Ayrıca müzede, binecekleri gemiyi beklerken Portekizli efendisi tarafından dinini değiştirmeye zorlanan Afrikalıların vaftiz edildiği 18. yüzyıla ait kazanlar da yer alıyor.