Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddialarına ilişkin A Haber'de katıldığı canlı yayında, kullanılan tehdit diline ve bu tarz yaklaşımlara milletin ve devlete hizmet aşkıyla yanıp tutuşan bürokratların prim vermeyeceğini, haklı, onurlu, şerefli mücadelesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında olmaya devam edeceğini söyledi.

"BU MİLLETE YENİDEN PARMAK SALLAMAYA KALKIYORLAR"

Türkiye karşıtlarının yine bir oyun denediğini bildiren Altun, "FETÖ'nün sözcülüğünü, onunla aynı dilde stratejiyi kullananlar, yine yalan ve iftira üzerinden algı operasyonuna kalkışıyorlar. Yine itibar suikastı yapmaya kalkışıyorlar. Bataklıkta debeleniyorlar esasında. Daha geriye gidelim, ikna odaları ve katsayılı utancını bu ülkeye yaşatanlar, küresel terör örgütlerinin tehdit diline sarılarak, bir şekilde bu ülkeye, bu millete yeniden parmak sallamaya kalkıyorlar." dedi.

"Bu ülkenin liderine parmak sallamaya kalkıyorlar, bu çaresizliktir, acziyet içerisinde olduklarının belgesidir" değerlendirmesinde bulunan Altun, şunları kaydetti:

"Yine siyaset üretemediklerinden belgesidir. Biz, bu tehdit dilini 17-15 Aralık'ta da gördük. 15 Temmuz'dan önce de gördük. Yine, 'Erdoğan'ın sonu da Menderes gibi olacak.' diyenlerden bu dili biz çok iyi biliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız iktidara geldiğinde Demokles'in kılıcı gibi Menderes örneğini onun tepesinde tuttular. Ve darbeci refleksler farklı şekillerde, yine bu kanaldan Cumhurbaşkanımıza yönelmeye kalktı. Cumhurbaşkanımız için bunları söyleyenleri, biz 15 Temmuz hain darbe girişimi gecesi yine gördük. Bu iftiraları atanların FETÖ'nün kanallarında aynı sözleri, 17-25 Aralık sürecinde söylediklerini de gördük.

"YAPTIKLARI, YALAN TERÖRÜNE ALET OLMAK"

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin büyük, Türkiye siyasetinin ise demokratik olduğun belirten Altun, Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olduğunun altını çizdi.

"Siyasal rekabet alanında demokratik bir çerçeve içerisinde yarışma imkanı varken, ülkenin geleceği, gençleri için çözüm önerileri sunmak varken, bu tür yalanlarla kendilerine göre kampanya yapma gayreti içerisindeler" diyen Altun, şunları kaydetti:

"Oysa yaptıkları tek şey yalan terörüne alet olmak, yalan terörü içerisinde faaliyet göstermektir. Dil uzatılan vakıflar, bu ülkenin değeridir. Bu ülkede sivil toplum son derece gelişmiştir. Son 20 yılda Türkiye'de sivil toplum alanı Türkiye'nin demokratikleşmesiyle birlikte daha da genişlemiştir. Burada adı anılan TÜRGEV de ENSAR da bu ülke için bu ülkenin gençleri için yasal bir şekilde, kamu denetimine tabi, şeffaf, hesap verilebilirlik ilklerine uygun şekilde faaliyet gösteren kurumlardır. Aynı zamanda bu kurumlar, uluslararası alanda da faaliyet gösteren kurumlar. Uluslararası alanda faaliyet gösteren bu kurumlar, faaliyet gösterdiği ülkenin hukukuna, kurallarına uyun bir şekilde hareket ediyorlar. ABD'de 1930'lu yıllarda çıkmış bir para yasası var. Amerikan Adalet Bakanlığı bu çerçevede TURKEN'e demiş ki 'Buraya gel kaydol.' TURKEN de gitmiş oraya kaydolmuş. Kayıt esnasında da birtakım belgeler beyan etmiş. Onları da Adalet Bakanlığı internet sitesinde yayımlamış. Burada yayımlanan belgeleri sanki gizli belgeleri eline geçirmiş gibi sallayıp da buradan bilgiler sunmak çok büyük bir haksızlıktır."

"MİLLETİMİZ PİRİM VERMEYECEK"

ABD'deki TURKEN binasının son halini hatırlatan Altun, burada, vakıfların bağışlarıyla, büyük bir hayır severlikle prestijli bir projeye imza atıldığını, Türk öğrencileri destekleme yolunda gayret sarf edildiğini vurguladı.

Türkiye'nin geleceğine hizmet etmenin, hayırlı, faydalı bir şekilde yol almanın güzel insanların işi olduğunu belirten Altun, şöyle konuştu:

"Bunu bozmaya kalkmak, bunun olmaması için mücadele etmek kötü insanların işidir. Bu kötülüklere milletimiz hiçbir zaman pirim vermedi, vermeyecek. Sayın Cumhurbaşkanımız, son 20 yılda bu ülke için çok büyük mücadele verdi. Ve bu mücadeleyle ülkemiz bugün itibarlı, güçlü, kudretli bir bölgesel ve küresel aktör oldu. Buna uygun olarak elbette bütün kurumlarımız da bütün aktörlerimiz de güçlendi ve ülkemiz için gayret etmeye devam etti, ediyor. Bu güzel yolda bizleri, bu güzel işleri yapanları bu tür girişimler yolundan edemeyecektir. Bu tür tehdit dili sadece Türkiye siyasetinin dilini bozmaktadır. Muhalefetin de bu anlamda çaresizliğini ortaya koymaktadır."

AK PARTİ’DEN YALANLAMA

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik iddialarına tepki gösterdi.

Kurtulmuş, A Haber'deki canlı yayında, Kılıçdaroğlu'nun siyasette izlediği üslubunun ibretamiz olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:

"Sürekli saldıran, sürekli nezaketsizlik kalıplarıyla konuşan, sürekli bir saldırganlık içerisinde. Belki kendisinin adaylığıyla ilgili şüpheler, sorular artıkça kendi tarafını da konsolide etmek için bir tavır içerisinde. Yalan söyleyerek, hakaret ederek, tehdit ederek. Bu tarz, Türkiye siyasetini kirleten bir tarzdır. Zehirli bir dildir. Haksız bir dildir. Söyledikleri aynı zamanda büyük bir mantık hatası ve çelişkilerle dolu. Dolayısıyla bu nefret dilini, nezaketsizliği, saldırganlığı kategorik olarak reddediyoruz. Bu doğru değildir. Türkiye siyasetine yapılmış olan büyük kötülüklerden birisidir."

Kurtulmuş, Kılıçdaroğlu'nun kaçmayı en iyi bilenlerden biri olduğunu, 15 Temmuz akşamında nereye kaçtığını ve gizlendiğini herkesin bildiğini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:

"15 Temmuz'da can pahasına demokrasi mücadelesi veren Sayın Cumhurbaşkanımızı ve etrafındaki insanları 'kaçacaklar' diye bir şekilde töhmet altında bırakmak da tam manasıyla edepsizliktir. Bir anlamda kendi geçmişlerindeki o kaçışların hatırlatılmasından da duydukları rahatsızlıktır. İki tane vakfı hedef alarak ortaya koymuş olduğu tamamıyla FETÖ vari bir söylemdir. Bu yaptıklarıyla tamamıyla FETÖ'nün amaçlarına hizmet ediyorlar. Bunun nefret, kutuplaştırma, ötekileştirme ve çatışma dilini artırmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmeyeceğini kendisinin görmesi lazım. Bizim siyaset ve devlet geleneğimizde böyle bir şey yok."

"TÜRKİYE BÜYÜK OPERASYONLAR BAŞLATACAĞI ZAMAN GÜNDEMİ DEĞİŞTİRMEYE DAİR TARTIŞMALAR AÇILIYOR"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik de canlı yayına katıldığı TRT Haber'de Kılıçdaroğlu'nun iddialarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Son 10 yıldır Türkiye'nin dış politikada ya da terörle mücadeleyle ilgili büyük operasyonlar başlatacağı zaman gündemi değiştirmeye dair tartışmaların açıldığını belirten Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye'ye yönelik yeni bir operasyon başlatılacağı açıklamasının ardından yine bu şekilde bir saldırı geleceğini değerlendirdiklerini söyledi.

Çelik, daha önceki iddialarına ilişkin de belge paylaşacağını bildiren ancak paylaşamayan Kılıçdaroğlu'nun, bir kere daha Yassıada zihniyetinin kara propagandasını yeni bir aşamaya taşıdığını, Cumhurbaşkanlığı makamına karşı nefret siyaseti dili kullandığını ve aile değerlerini hedef alan çirkin bir kampanyayı tekrar güncellemeye çalıştığını anlattı.

Kılıçdaroğlu'nun her hafta bir devlet kurumunu ya da bir sivil toplum örgütünü hedefe koyarak nefret ve kin siyaseti kampanyası yürüttüğünü kaydeden Çelik, şöyle devam etti:

"Bu o bildiğimiz, alışık olduğumuz AK Parti'nin iktidara geldiğinden beri mücadele ettiği bir şeydir, vesayet siyasetidir. Bu Yassıada zihniyetinin zaman zaman çeşitli şekillerde görünümü olarak gündeme gelen sinsi bir kampanyadır. Buna da en sert karşılık vereceğiz. Ondan sonra da Sayın Kılıçdaroğlu 'Siyasetin dili niye sertleşiyor?' demesin. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını kimse tehdit edemez. 'Siyaseti niye kutuplaştırıyorsunuz?' demesin. Hiç kimse aile değerlerini hedefe koyamaz. 'Siyaset niçin bu kadar sertleşiyor demesin. Çünkü vatandaşı hedef gösteren kendisi, sivil toplum örgütlerine hedef gösteren kendisi, devlet kurumlarını, kamu çalışanlarını hedef gösteren kendisi. Bizim demokratik ödevimiz, demokratik vazifemiz bu tehditlere direnmektir. Bunlara siyaset ve hukuk dairesinde gerekli karşılıkları en gür şekilde vermektir. Bunu da vermeye devam edeceğiz."

"'KAÇACAK' DEDİĞİN LİDER HER ZAMAN MİLLETİNİN YANINDA OLDU"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ da Kılıçdaroğlu'nun iddialarına sosyal medya hesabından paylaştığı mesajlarla tepki gösterdi.

Kılıçdaroğlu'nun "kendisine verilen görevi yerine getirdiği"ni ifade eden Dağ, Kılıçdaroğlu'nun "FETÖ sözcülüğü" yaptığına dair iddiaları paylaştı.

Dağ, mesajında şunları kaydetti:

"Kaçacak' dediğin lider hiçbir zaman kaçmadı, her zaman milletinin yanında oldu. O lider ki 15 Temmuz gibi bir günde milletine liderlik etti, 'topunuz gelin' diyecek cesareti gösterdi. Peki ya sen? Bir zavallı gibi tankların arasından kaçtın, olanları evde izledin ve seni yine sahaya sürüyorlar. Yalan, çamur ve iftira siyaseti yoluyla gündeme gelmek için her ne yaparsan yap, liderlik yapamayacak silik bir kişilik olduğunu gizleyemeyeceksin. Cumhurbaşkanımız yine kazanacak. Sen de bunu mutfağından izleyeceksin."

KILIÇDAROĞLU’NUN AÇIKLAMASI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaçacağını iddia ettiği videosunda TÜRGEV ve Ensar Vakfı üzerinden TÜRKEN Vakfı aracılığıyla ABD’ye para aktarıldığını öne sürmüştü.