Arap Baharı sonrası devrilen Hüsnü Mübarek'in ardından yapılan demokratik seçimlerde Müslüman Kardeşler (İhvan) büyük bir başarıya imza atacaktı. 2012 yılında yapılan seçimlerden başarı kazanan Hürriyet ve Adalet Partisi Başkanı Muhammed Mursi yönetimde kaldığı bir yıl içinde art arda siyasi saldırılara uğrayacak ve ülkede askeri darbe dillendirilmeye başlayacaktı.

Rabia katliamı' akıllardan çıkmıyor - Son Dakika Haberleri

Ülkede gerçekleştirilen protestolar ve siyasi saldırılar 3 Temmuz 2013'te Genelkurmay Başkanı Abdulfettah es Sisi'nin Muhammed Mursi'yi askeri güç kullanarak devirmesi ile sonuçlanacaktı. Sisi'nin gerçekleştirdiği darbe sadece Mursi destekçilerini değil aynı zamanda özgürlük arayışında olan farklı kesimleri de sokağa dökecekti. Yüzbinler sokaklarda ve meydanlarda hak arayışına girdi. Seslerin en çok yükseldiği yer ise Kahire'deki Rabia Meydanı oldu.

KANLI MÜDAHALENİN EMRİ VERİLİR

Barışçıl eylemlere sahne olan Rabia Meydanı'nda özgürlük ve adalet sesleri yükseliyordu ancak, bu sesler çok geçmeden Sisi'yi rahatsız edecek ve kanlı bir müdahalenin emrini verecekti.

Tarihler 11 Ağustos'u gösterdiğinde eylemi sona erdirin çağrıları yapılacak ama binlerce kişi barışçıl gösterilerden vazgeçmeyecekti. 14 Ağustos sabah namazı sonrası Rabia ve Nahda meydanlarını kana bulayacak o emir verildi. Bina tepelerine yerleştirilen keskin nişancılar göstericiler üzerine kurşun sıkmaktan çekinmeyecekti. Sisi'nin sivillere karşı müdahalesinde sadece keskin nişancılarla sınırlı kalmayacaktı. Devreye giren diğer ağır silahlar meydanları kana bulayacak masumları hayattan koparacaktı. Güvenlik güçleri hiçbir savunması olmayan halkın üzerine kurşun yağdırcaktı. Canlarını kurtarmak isteyenlerin sığındığı camiler ise sıkılan kurşunları durdurmaya yetmeyecek ve katliam bu kutsal mekanlarda da devam edecekti.

Hafızalara kazınan trajedi: Mısır'da Rabia katliamının 9'uncu yılı - Haber  7 DÜNYA

Sisi istediğini elde etmiş ve hak arayan sivilleri kanlı bir yöntemle dağıtmıştı. Sokakları kaplayan cesetler iş makineleriyle toplandı ve yakıldı. Kimse yaşanan katliamda hayatlarını kaybedenlerin gerçek sayısına ulaşamasa da en az 1000 kişinin bu katliamın kurbanı olduğu belirtiliyor.

TUTUKLAMA FURYASI

Sisi'nin demokratik hak ihlalleri arayan kendi halkına karşı yaptığı zulüm bu kanlı saldırı ile son bulmadı. Olayların ardından geniş çaplı tutuklamalar ve ardı arkası kesilmeyen hak ihlalleri aralıksız devam etti. Sisi kanlı eylemlerine burada da devam ettti ve tutukladığı yüzlerce kişiyi idama mahkum ederken birçoğuna da müebbet hapis verdi.

Muhalefetin güçlü sesi olan Muhammed Mursi'ye verilen hapis cezas ise onun Mısır halkıyla olan bağını koparamadı. Sağlıksız hapishane koşulları adeta Sisi tarafından Mursi'nin ölümü için hazırlanmıştı.

Tarihler bu sefer 17 Haziran 2019'u göstermektedir. Halk tarafından seçilişi üzerinden geçen tam 7 yıl ve aynı gün 17 Haziran'da çıkarıldığı mahkemede ağır hapishane koşullarına dayanamayan Mursi yere yığılarak kaldırıldığı hastaneye kaldırılılır. Mursi yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehid olur.

Mursi'nin, hayata veda edişi büyük baskılar altında kalan Mısır halkını derinden üzer. Ancak baskıcı Sisi yönetimi muhalfetin sesini kısmak için bütün yöntemlere başvurmaktan çekinmemektedir. Sisi'nin işlediği suçlar ve hak ihlalleri ise karşılıksız kalmasına rağmen insan hakları örgütleri mücadelelerini devsm etttirmektedirler.