İBRAHİM FİDAN / ORTADOĞU HABER

Kazakistan’ın Manğıstav eyaletinde, 2 Ocak 2022’de sıvılaştırılmış doğal gaz (LPG) fiyatlarına gelen zam nedeniyle başlayan protestolar ülke geneline yayıldı. Protestocular, Almatı ve Aktöbe’deki belediye binalarını ele geçirdi.

Ülke genelinde OHAL ilan eden Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nden (KGAÖ) askeri yardım talebinde bulundu. Liderliğini Rusya’nın yaptığı KGAÖ çağrıya hemen cevap vererek bölgeye yaklaşık 4 bin asker gönderdi.

Kazakistan’da yaşanan son gelişmeler üzerine Orta Doğu Haber’e konuşan Kırklareli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. İbrahim Kalkan, dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

PROTESTOLARIN MERKEZ ÜSSÜ: MANĞISTAV

Orta Asya’nın en büyük ülkelerinden biri olan Kazakistan’da akaryakıt fiyatlarının 60 Tengeden 120 Tengeye çıkmasını protesto eden grupların ilk önce Manğıstav eyaletindeki Janaözen kentinde sokağa çıktığını belirten Kalkan, olayların kısa sürede Başkent Nursultan, Aktöbe, Almatı, Aktav ve Şimkent gibi şehirlere yayıldığını söyledi.

Kalkan, Kazak kolluk güçlerinin Janaözen’de 2011 yılında da çalışma şartlarını protesto eden petrol işçilerinin üzerine ateş açtığını hatırlattı. Söz konusu olaylarda onlarca kişinin hayatını kaybettiğini belirten Kalkan, “O zamandan beri Manğıstav bölgesindeki Aktav ve Janaözen şehirleri protesto ve hükümet karşıtı gösterilerin merkezi olarak bilinmektedir” dedi.

Olayların ilk gününde internetin kesildiği ve sosyal ağların yasaklandığı yönündeki haberleri doğrulayan Dr. Kalkan, ancak bu kesintilerin tamamen ve süresiz olmadığını ve son günlerde normale döndüğünü kaydetti.

EVLER LPG İLE ISITILIYOR, ARABALAR LPG İLE ÇALIŞIYOR

Petrol ve doğal gaz yatakları bakımından son derece zengin olan Kazakistan’da gerçekleşen geniş çaplı protestoları, gelir dağılımındaki adaletsizliğe bağlayan Kalkan, ülke halkının büyük çoğunluğunun geçinmekte zorlandığını söyledi.

Kalkan, “Kazakistan’da son yıllarda hızla artan bir enflasyon ve hayat pahalılığı var. Halk bu durumdan doğal olarak rahatsız. Hükümet, halkın desteğini kaybetmemek için pek çok üründe sübvansiyon uyguluyor. LPG de bu desteklenen ürünlerin başında geliyor. Protestoların başladığı Kazakistan’ın batıdaki kentlerinde otomobillerin yüzde 70’inden fazlasının LPG ile çalıştığı biliniyor. LPG ayrıca evlerin ısıtılmasında ve mutfakta da kullanılmakta. Yani gündelik hayatın merkezinde yer alan bir ürün. Bu nedenle temel ihtiyaç ürünlerindeki fiyat artışları büyük tepkiye neden oluyor” şeklinde konuştu.

PETROL ZENGİNİ ÜLKEDE ENERJİ KITLIĞI

Kazakistan’daki enerji kaynaklarının büyük oranda yabancı şirketler tarafından işletildiğine dikkat çeken Kalkan, devletin, hükümet kontrolünde olmayan bu şirketlerle zaman zaman sorun yaşadığını kaydetti.

Kalkan, “Yabancı şirketler devletin LPG fiyatlarına müdahale etmesinden rahatsız. Zarar ettiklerini ifade ediyorlar ve üretimi azaltıyorlar. Bu nedenle de zaman zaman petrol zengini bir ülkede LPG kıtlığı yaşanıyor, halk LPG bulmakta zorlanıyor. Kazak halkı da -20 derecelere varan soğuk kış günlerinde ekmek ve su gibi temel bir ihtiyaç maddesi olan LPG fiyatının bu denli artmasına tepki gösterdi, meydanlara çıkarak protesto gösterileri düzenledi” dedi.

ŞAL KET VE NAZARBAYEV BÜROKRASİSİ

Kazakistan’da iktidarın ve bürokratik kadronun değişmesi ve ekonomik alanda birtakım iktisadi düzenlemeler yapılması gerektiğine de dikkat çeken Kırklareli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Kalkan, protestocuların taleplerini temel olarak iki başlık altında topladı.

Protestocuların akaryakıta yapılan zamların geri alınmasını, idari bölge yöneticileri olan valilerin halk tarafından seçilmesini, atamayla görevlendirilmemesini, maaşlara zam yapılmasını, rüşvet ve adam kayırmanın son bulmasını istediklerini belirten Kalkan, “Aslında Kazakistan yönetiminin tümüyle istifa etmesini istiyorlar. Özellikle 2018’den beri süregelen protestolarda slogan haline gelen, “İhtiyar Git” anlamına gelen “Şal Ket” ile Nazarbayev’in ve ekibinin yönetimi bırakması isteniyor” şeklinde konuştu.

OYAN KAZAKSTAN HAREKETİ

Kalkan, şu anda Kazakistan’da organize bir muhalefet hareketinin olmadığını belirterek, pek çok ismin hapiste olduğuna işaret etti. Protestolarda Oyan Kazakstan (Uyan Kazakistan) adındaki hareketin öne çıktığına değinen Kalkan, Oyan Kazakstan Temsilcisi Darhan Şerifov’un gerçek ve etkili reformlar yapılmasını, seçimlerin adil olmasını, yolsuzluk ve adam kayırmacılığa son verilmesini talep ettiğini söyledi.

İnsanların OHAL ilan edilmesine rağmen, ilk günlerde sokağa çıkma yasağına uymadığını söyleyen Kalkan, “Binlerce kişi meydanlarda toplanıp gösteri yapıyordu. Ayrıca sokaklarda kalabalık protesto yürüyüşleri düzenleniyordu” dedi.

RUSYA BAZI BÖLGELERİ İLHAK EDEBİLİR

Dr. Kalkan, Cumhurbaşkanı Tokayev’in 5 Ocak’ta Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nü yardıma çağırması üzerine harekete geçen Rusya’nın bölgedeki konumuna da değindi.

Tokayev’in bölgeye intikal eden Rus askerlerin operasyonlara katılmayacağını, sadece stratejik bölgelerin savunmasında kullanılacağı yönündeki açıklamaları tatmin edici bulmayan Kalkan, bu konudaki bilgilerin kesin olmadığını dile getirdi.

Rusya’nın uzun zamandır Kazakistan’daki etnik Rus nüfusu ile ilgilendiğini belirten Kalkan, “Kazakistan nüfusunun yarıya yakını Ruslardan oluşuyor. Özellikle, Kazakistan’ın kuzey bölgelerindeki bazı yerlerde Rus nüfusun oranı yüzde 80’lere ulaşıyor. Rusya buradaki Rusları korumak isteyecektir. Kırım’da yaptığı gibi Kazakistan’ın bazı bölgelerini ilhak edebilir şeklinde değerlendirmeler de var” dedi.

İleride her ne olursa olsun Rus askerlerinin Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra ilk kez Kazakistan topraklarına girdiğini belirten Kalkan, bu durumun Kremlin’in Yakın Çevre politikası için çok büyük bir gelişme olduğunu vurguladı.