Kanada Filistin Derneği, bdscoalition.ca, Kanada Filistinliler ve Yahudiler Birliği (PAJU), Filistinli Mahkumlara Özgürlük Ağı (Samidoun), Oakville Filistinli Hakları Derneği (OPRA) ile Hemen Barış Savunucuları isimli sivil toplum kuruluşları yayımladıkları ortak bildiride, Başbakan Justin Trudeau ve Dışişleri Bakanı Melanie Joly’den Filistin’de yaşanan drama Kanada medyasının yer vermediğini, yeni dönem çalışmalarına başlayan federal parlamento üyelerinin haberdar edilmesini istedi.

Birçok Filistinlinin idari gözaltı, suçlama veya yargılama olmaksızın hapiste tutulduğu ve buna son vermek için açlık grevine devam ettiği aktarılan bildiride, şu ifadelere yer verildi:

"Kanadalı politikacıları mevcut durumdan haberdar etmemiz önemlidir. Elbette bunu medyada duymayacaklar. Parlamentoda yeni üyelerin bulunduğunu da düşünerek seçilmiş tüm yetkililerimize, Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'nin imzacılarından biri olan Kanada'nın sorumlu olduğunu hatırlatmak özellikle önemlidir."

Cenevre Sözleşmesi gereğince mahkumlarla ilgili olarak uygun yargılama ve savunma için hiçbir güvence olmadığında, onlar işgal altındaki topraklardan çıkarıldığında, insani ve saygılı davranılmadığında ve onlara şiddet uygulandığında Kanada'nın İsrail'i sorumlu tutmak için harekete geçmesi gerekir.

Ne yazık ki bunlar Filistinli mahkumlar için sıradan uygulamalardır ve bu nedenle Kanada, uluslararası hukuka göre İsrail'i bu uluslararası hukuk ihlallerinden sorumlu tutmakla sorumludur. Kanada Özel Ekonomik Önlemler Yasası uyarınca Kanada, sistematik ve ağır insan hakları ihlalleri nedeniyle uluslararası hukuka ve insan haklarına uyana kadar İsrail'e yaptırım uygulamalıdır."

Filistinli öğrencilerin, kampüslerindeki öğrenci faaliyetlerine katıldıkları için günlük olarak tutuklanmaya ve hapsedilmeye devam edildiği vurgulanan bildiride, kitap fuarları ve yiyecek satışları gibi etkinliklerin bile İsrail işgali tarafından suç kapsamına alındığına dikkat çekildi.

İNGİLİZLERİN BAŞLATTIĞI "İDARİ GÖZALTI" UYGULAMASI

Bildiride, Filistinlilere karşı kullanılan idari gözaltı uygulamasına da değinilerek, bu uygulamanın yıllar önce Filistin'de İngiliz sömürge mandası tarafından başlatıldığı ve daha sonra İsrail rejimi tarafından benimsendiği bilgisi paylaşıldı.

Uygulamanın halen rutin olarak Filistinlileri, özellikle de topluluk liderlerini, aktivistleri ve nüfuzlu kişileri hedef almak için kullanıldığı kaydedilen bildiride, "Şu anda 4 bin 650 Filistinli siyasi mahkumdan yaklaşık 520'si idari gözetim altında herhangi bir suçlama olmaksızın veya yargılanmadan hapsedildi." ifadesi kullanıldı.