İtalya'da faşist lider Benito Mussolini'nin iktidara gelişinden 100 yıl sonra, "post-faşist" olarak anılan aşırı sağ İtalya'nın Kardeşleri Partisinin (FdI) 25 Eylül'deki seçimleri kazanarak iktidara gelme ihtimali en çok konuşulan senaryolar arasında yer alıyor.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında 1946'da yapılan halk oylamasıyla cumhuriyete geçen ve o tarihten bu yana çift meclisli (Senato ve Temsilciler Meclisi) yasama sistemiyle yönetilen İtalya, 19. yasama döneminde yer alacak parlamento üyelerini belirlemek üzere, pazar erken genel seçime gidecek.

Eski Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi'nin Şubat 2021'de kurduğu geniş katılımlı koalisyon hükümetinin 21 Temmuz’da çökmesinin ardından erken seçim kararının alındığı İtalya'daki mevcut siyasi durum, Avrupa Birliği'nin (AB) üçüncü büyük ekonomisinde aşırı sağ FdI'nin iktidara gelebileceğine işaret ediyor.

Seçim kanunu gereği, seçimlere 15 gün kalmasından itibaren herhangi bir kamuoyu yoklamasının yayımlanmadığı ülkede en son 10 Eylül'de açıklanan anketler, seçimlerden Meloni liderliğindeki aşırı sağcı FdI'yi yüzde 23-25'lik oy bandında ilk sırada çıkacağını ortaya koyuyor.

Seçimlerde herhangi bir sürpriz yaşanmazsa FdI'nin başındaki isim Meloni'nin, Matteo Salvini liderliğindeki Lig Partisi ve Silvio Berlusconi liderliğindeki Forza Italia (FI) partisi ile bazı küçük sağ partilerden oluşan sağ ittifakın lideri olarak ülkenin ilk kadın başbakanı olması bekleniyor.

Meloni liderliğindeki FdI'nin 25 Eylül'deki seçimleri kazanması halinde iktidara gelmesi, bir başka önemli tarihi yıl dönümüne denk gelmesi itibarıyla da dikkati çekiyor.

Parti logosundaki İtalya bayrağı renklerindeki meşaleden, faşizme ve faşist lider Mussolini'ye sempati duyanların partide yer almasına ve Meloni'nin sık sık "Tanrı, vatan ve aile" sloganını kullanmasına dek, İtalya'da 1922-1943 yıllarında etkili olan faşist dönemle nostaljik bir bağ içindeki FdI, seçimleri anketlerin işaret ettiği gibi kazanması halinde, Mussolini'nin tarihi Roma Yürüyüşü'nden tam 100 yıl sonra iktidara gelmiş olacak. Mussolini, Ekim 1922'de "Kara Gömlekliler" olarak anılan faşist grupla Roma'ya yürümüş ve iktidarı ele geçirmişti.

FdI lideri Meloni'nin henüz 19 yaşında siyasete yeni atılan bir genç olarak, bir Fransız kanalına verdiği demeçte, "Mussolini'nin iyi bir siyasetçi olduğunu düşünüyorum. O ne yaptıysa İtalya için yaptı." ifadelerini sarf ettiği görüntülerin son günlerde sosyal medyada yeniden popüler olması, bazı FdI üyelerinin Adolf Hitler’i övmesi, FdI ve Meloni'nin faşizmle olan bağları şeklinde İtalyan ve uluslararası basında da gündeme gelmeye devam ediyor.

Alman Der Spiegel dergisinin de kısa süre önce Meloni'yi "Mussolini'nin varisi" olarak tanımlaması dikkati çekti.

Bu arada, Avrupa'nın Almanya ve Fransa'dan sonra 3. büyük ekonomik ülkesi konumundaki İtalya'da aşırı sağın iktidara güçlü şekilde gelme ihtimaline Avrupa Birliği (AB) çevrelerinin de temkinli yaklaştığı belirtiliyor. Özellikle, AB'nin Kovid-19 salgını sonrasında toparlanma için üye ülkelere öngördüğü 750 milyar avroluk paketten 222,1 milyar avro ile aslan payını alacak İtalya'nın, bu fonu nasıl kullanacağına ilişkin programı, Meloni'nin yeniden müzakere edilmesini parti programına alması, "AB'de şüpheyle karşılandığı" yorumlarına yol açtı.

Meloni ise kendisi ve partisi hakkındaki tereddütleri gidermek için geçen hafta Washington Post'a verdiği demeçte, kendilerini muhafazakar bir parti olarak tanımlarken "Canavar değilim" ifadesiyle başta Avrupa olmak üzere, kimse için sorun olmadığını savundu.

Diğer yandan, Meloni liderliğindeki FdI’nin karşısında ise merkez solun çatı partisi Demokratik Parti ve lideri Enrico Letta bulunuyor. Letta, Meloni'nin "Tanrı, vatan ve aile" sloganına karşılık "İş, iş, iş" sloganını öne çıkarıyor. Letta ve PD'nin liderlik ettiği merkez sol ittifak, son haftalarda aşırı sağın kazanmaması gerektiği savıyla oyun planını şekillendiriyor. Ülkede en son 10 Eylül'de açıklanan anketlere göre PD'nin oy oranı yüzde 20-23 bandında görünüyor.

İtalya'da seçimlerin Meloni'nin FdI'si ile Letta'nın PD'si arasında geçmesi beklenirken aşırı sağcı FdI'nin PD'ye göre avantajlı olduğu belirtiliyor.