İsrailli ve Lübnanlı uzmanlara göre, iki ülke arasında deniz sınırı çizimine ilişkin müzakerelerde sağlanan uzlaşı sonrası İsrail tarafında "1 Kasım'daki erken seçimler öncesi anlaşmanın imzalanması" Lübnan tarafında ise "bölgeden gaz çıkarımı ve üretiminin yıllar sürebileceği" yönündeki tartışmalar öne çıkıyor.

Uzmanlar, AA muhabirine, Lübnan ile İsrail arasında uzun süreli müzakerelerin ardından 11 Ekim'de Doğu Akdeniz'de deniz sınırının belirlenmesi konusunda üzerinde uzlaşılan anlaşma taslağını, olası engelleri ve kazanımları değerlendirdi.

Diplomatik ilişkilerin olmadığı iki ülke arasında, ABD'nin arabuluculuğunda ilk defa böylesi stratejik bir anlaşma imzalanacak.

İsrail'de 12 Ekim'de önce daraltılmış güvenlik kabinesi ardından da hükümet, Lübnan ile varılan deniz sınırı anlaşmasını oy çoğunluğuyla kabul etti. Anlaşma taslağı İsrail Meclisine gönderildi ve 14 gün boyunca da burada görüşülecek. Ardından anlaşmanın son onay için hükümete gelmesi planlanıyor.

İsrail'i 1 Kasım'da gerçekleştirilecek erken genel seçimlere taşıyan Başbakan Yair Lapid liderliğindeki geçici hükümet, kamuoyuna ekonomik kazanımlarının yanı sıra anlaşmanın güvenlik açısından da Tel Aviv için faydalı olduğu mesajını vermeye çalışıyor.

İsrail Başbakanı Lapid, dün akşam saatlerinde düzenlediği basın toplantısında, süreci "İsrail ekonomisi ve güvenliği için büyük bir başarı" olarak nitelendirerek anlaşmanın Hizbullah ile bir çatışmayı önlediğini söyledi. Lapid, anlaşmanın güvenlik otoritelerinin onayıyla imzalandığını vurguladı.

Savunma Bakanı Benny Gantz da anlaşmanın İsrail'in stratejik varlıklarına ilişkin yeni bir güvenlik dengesi kurduğunu ve İran'ın bölgedeki etkisini azaltma potansiyeline sahip olduğunu dile getirdi.

Anlaşmanın hazırlandığı bu sürecin "seçimlerden önce olmasının en istenen vakit olmadığına" işaret eden Gantz, "kapanabilecek bir fırsat penceresi bulunduğunu", bu nedenle bunu kabul etmenin "gerekli ve doğru seçenek olduğunu" söyledi.

- Lübnan bir an önce doğal gaz çıkarmak istiyor

Yaklaşık üç yıldan bu yana derin bir ekonomik krizle mücadele eden ve başta elektrik üretimi olmak üzere hiçbir enerji kaynağı bulunmayan Lübnan, münhasır ekonomik deniz bölgesinden en hızlı şekilde gaz ve petrol çıkarmayı bekliyor.

ABD merkezli Doğal Kaynaklar Yönetimi Enstitüsü Orta Doğu Direktörü Laury Haytayan'a göre Lübnan'ın doğal gaz ve petrol çıkarımı yıllar sürebilir ve Lübnan ekonomisine yansıması da hemen görülmeyebilir.

Lübnan'ın İsrail ile 31 Ekim'den önce imzalamayı planladığı deniz sınırı anlaşmasını "ekonomik" bir anlaşma olarak gördüğünün altını çizen Haytayan, "Bu ekonomik anlaşmanın meyvelerini almak istiyorlar. Fransız enerji şirketi Total ve Eni, kesinlikle Lübnan'a geri gelecek ve yatırımlarda bulunacak. Bu iki şirketin yanı sıra farklı şirketler de Lübnan'a ait petrol ve gaz sahalarında iş yapmaya istekli olacaktır." ifadelerini kullandı.

Her iki ülke arasında gaz çıkarımı ve arama faaliyetleri nedeniyle oluşan gergin ortam, Hizbullah'ın saldırı tehditleri ve çözümün bulunmaması sebebiyle enerji şirketlerinin, özellikle ekonomik kriz nedeniyle güç durumda olan Lübnan'a ait deniz sahalarına yatırım yapmaya yanaşmadığını hatırlatan Haytayan, "Ancak bölge enerji şirketleri için bir cazibeye dönüşebilir. Şirketlerin ilgisi ve yatırımlarından sonra Lübnan hükümeti Uluslararası Para Fonu ile daha kolay bir şekilde müzakere edebilir. Lübnan halkının da hükümetten ve anlaşmadan ilk beklentisi budur." dedi.

- "Öncelikle Total'in en az 3 yıl arama ve sondaj çalışması yapması gerekiyor"

Lübnan'ın tüm haklara sahip olacağı "Kana Gaz Sahası'nda ne kadar doğal kaynak rezervi bulunduğuna" ilişkin soruya Haytayan, "Kana'da ne kadar rezerv olduğunu bilmiyoruz. Total burada arama ve çıkarma işlerimi yapacak. Ardından tüm bilgiler gün yüzüne çıkacak." yanıtını verdi.

Haytayan, Lübnan'ın gaz arama ve çıkarma işleminin çok yakın bir sürede gerçekleşmeyeceğini, bunun hem çok maliyetli hem de uzun süreli bir işlem olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Öncelikle Total'in en az 3 yıl arama ve sondaj çalışması yapması gerekiyor. Bundan sonra gaz bulunacak ve üretimine geçilecek. Bunun ne kadar süreceğini tahmin etmek zor. Burada çok önemli teknik meseleler araya giriyor. Şirketin ihtiyacı olan lojistik ekipmanların kurulumu ve ardından masrafların karşılanması da gerekiyor. Şirketin masraflarının ödenmesi garantisini kim verecek? Bunların hiçbir detayı olmadığı gibi ne kadar süreceği de belirsiz. Örnek olarak İsrail Kariş'te gazı 2013'te buldu ve aradan geçen 9 yılın ardından 2022'de gaz üretim seviyesine ancak ulaşabildi. İsrail yine, Leviathan Tamar gaz sahasını 2010'da keşfetti ve gaz çıkarımına 2019'da başladı. Tanin, 2009'da bulundu ve 2013'te üretime geçti. Bunların hepsi ve ne kadar süre istediği kuyunun duruma göre değişmektedir. Bu yüzden kesin bir tarih verilemez."

- Anlaşma, İsrail hükümeti tarafından onaylandı

Lübnan'daki teknik eksikliklerin aksine İsrail'in Kariş gaz sahası kurulmuş durumda ve burayı işletecek Energean enerji şirketi, doğal gaz boru hatlarını test etmek için karadan doğal gaz sahasına pompalama testlerine başladı.

Buna karşın, İsrail'de muhalefet, yaklaşan 1 Kasım seçimlerinden önce anlaşmayı kendi lehine çevirmeyi, geciktirmeyi veya askıya almayı planlıyor.

Kudüs İbrani Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Yonathan Freeman, anlaşmanın zamanlamasının İsrail siyasetinde tartışmaya açıldığına işaret ederek 1 Kasım'da gerçekleştirilecek erken genel seçimler öncesinde Mecliste bir çoğunluğa sahip olmayan Lapid'in liderlik ettiği geçiş hükümetinin bu anlaşmayı tamamlayabilecek siyasi yetkiye sahip olup olmadığının sorgulandığını belirtti.

Freeman, İsrail'de bu anlaşmayı ülkenin kıta sahanlığından bir parça verildiği şeklinde yorumlayan bazı politikacıların "egemenlik" ve "toprak verilmesi" konularında referanduma gidilmesini öngören yasayı gündeme getirdiğine işaret etti.

- İsrail'de muhalefet bunu Hizbullah'la bir anlaşma olarak göstermek isteyecek

İsrail'in resmi bir ilişki kurmadığı ve savaş halinde olduğu Lübnan ile bu anlaşmaya varırken "ABD ile müzakere ettiğini" vurguladığına dikkati çeken Freeman, anlaşmayı durdurma konusunda muhalefetin elindeki araçlara ilişkin ise şunları kaydetti:

"Muhalefet bunu İsrail ile ABD arasında bir anlaşma olarak değil, İsrail ile Hizbullah hatta dolaylı yoldan İran ile bir müzakere olarak göstermek isteyecek. Eğer ki muhalefet bunu böyle çerçevelendirmeyi başarırsa, bu mesajı yayabilirse, bu anlaşmayı baskılayabilir. Muhalefet, her şeyden önce anlaşmayı Meclis oylamasına getirmek isteyecektir."

- ABD de anlaşmayı istiyor

Freeman, İsrail ve Lübnan'ın bu süreçten kazanımla ayrılacağı yönündeki algının yanı sıra, ABD'nin de söz konusu anlaşmanın arabuluculuğu konusunda son dönemde uluslararası alanda "gücünün azaldığına ilişkin algıyı kırmak için" sürecin başarıyla sonuçlanmasını istediğine dikkati çekti.

ABD'nin Ukrayna'daki savaş, Çin ile yaşadıkları gerilim ve diğer uluslararası meselelerle meşgul olduğuna işaret eden Freeman, Washington'un uluslararası alanda bölgede diğer bir çatışmayı önlemeye çalıştığını ve ara dönem seçimlerine hazırlanan Başkan Joe Biden yönetiminin bu anlaşmayı hanesine artı olarak yazacağını ifade etti.

- Netanyahu, anlaşmaya karşı çıkmayacaktır

Binyamin Netanyahu'nun "seçimleri kazanması halinde anlaşmayı iptal edeceği" tehdidini değerlendiren Freeman, Netanyahu ve diğer hükümetlerin iktidara geldikleri dönemlerde genelde bir önceki hükümetlerin özellikle başka ülkelerle yapılan anlaşmalarına bağlı kaldığına işaret etti.

Netanyahu'nun "Lübnan ile anlaşma imzalamak istemediği" yönünde bir söylemde bulunmadığını bilakis "iyi bir anlaşma imzalamak istediği" mesajı verdiğini dile getiren Freeman, "Netanyahu'nun tarihine baktığımızda geçmişte karşı çıktığı anlaşmalara ilişkin iktidara geldikten sonra 'Ben onların anlaşmada üstlerine düşenleri yapmasını sağladım' der." ifadelerini kullandı.

Freeman, herkesin İsrail'deki siyasi tartışmaları konuştuğunu ancak Lübnan'daki istikrarsız durumun anlaşmanın geleceği açısından daha temel olduğunu vurguladı.

İsrail'in bu anlaşmada birtakım karasularından vazgeçmek zorunda kalsa da Lübnan'ın çökmesi durumunda karşılaşacağı ekonomik ve güvenlik felaketini önlemek için bu adımı attığıma değinen Freeman, bu anlaşmanın Hizbullah ile yaşanacak bir savaşı ortadan kaldırmayacağını ancak erteleyeceğini söyledi.

Freeman, ABD'nin söz konusu anlaşmayla bu savaşı ötelemeyi başardığını düşünerek bir kazanım elde ettiğini belirtti.

- Anlaşma seçimlerde Lapid'e yarayabilir

Eğer ki anlaşma yürürlüğe girerse bunun İsrail'de Başbakan Lapid'i uluslararası diplomaside başarı elde edebilecek bir isim olarak göstereceğini kaydeden Freeman, bunun gelecek seçimlerde de Lapid lehine etkisi olup olmayacağının yakında görüleceğini aktardı.

Freeman, anlaşma üzerinde "söylev savaşı verildiğine" işaret ederek iki ülkenin de anlaşmadan kazanımla çıktığını söylediğini ancak Lübnan'ın gelecekteki durumunun asıl unsur olduğunu belirtti.

- İsrail ile Lübnan arasındaki deniz sınırı anlaşmazlığı

İsrail ile Lübnan arasında yaklaşık 860 kilometrekarelik deniz sahası anlaşmazlığı bulunuyor.

İki ülke de bu bölgenin kıta sahanlığında hak iddia ediyor. İsrail, Lübnan hükümetinin lisanslama sürecine başladığı 5 bloktan üçünün İsrail kıta sahanlığı sınır bölgesinde yer aldığını öne sürüyor. Lübnan tarafı ise tartışmalı bölgenin 2 bin 290 kilometrekare olduğunu savunuyor.

ABD arabulucuğundaki dolaylı müzakereler, 5 Haziran 2022'de İsrail'in Kariş Gaz Sahası'ndan gaz arama ve çıkarma işlemlerini tamamlandığını duyurmasıyla hız kazanmıştı.

İsrail ile Lübnan, aradan geçen 4 ayda inişli çıkışlı devam eden müzakereler sonucunda ABD'den nihai anlaşma taslağını teslim aldı.

İsrail Başbakanı Yair Lapid, 11 Ekim'de, İsrail ile Lübnan’ın deniz sınırlarının çizilmesi konusunda anlaşmaya vardıklarını bildirmişti.

Lübnan Cumhurbaşkanlığı da İsrail ile deniz sınırı çizimi müzakerelerinde arabulucu konumdaki ABD'nin gönderdiği nihai anlaşma tasarısında Lübnan'ın tüm haklarının korunduğunu açıklamıştı.

Taslak üzerinde uzlaşıya varıldığını açıklayan tarafların kısa sürede anlaşmaya imza atması bekleniyor.