Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi (UHİM), 2020-2021 yılı ‘Dünya Hak İhlalleri Raporu’ yayınladı.

Raporda; çevre, eğitim, sağlık, hukuk, medya, ekonomi, siyaset, sağlık alanlarında dünyada yapılan hak ihlallerine yer verildi.

UHİM Yönetim Kurulu Başkanı Veysel Başar raporu kamuoyuyla paylaşırken, “Pandeminin etkisinde geçirdiğimiz iki yıl insan hakları ve hak ihlallerinin tavan yaptığı yıllardı.” dedi.

Başar, daha çok mültecilerin hak ihlaline maruz kaldığını bildirdi.

Avrupa'da artan İslam düşmanlığı başta olmak üzere rapordan bazı bölümler:

FRANSA’DA SALDIRILAR ARTTI

Avrupa’da 2020-2021 yıllarında Müslüman ve Müslümanlara ait kuruluşlara yönelik binlerce saldırı düzenlendi.

Almanya İçişleri Bakanlığı ve Federal Ceza Dairesi tarafından hazırlanan Siyasi Suçlar Raporu’na göre 2020’de İslamofobik suçlar bir önceki yıla göre yüzde 8 oranında, Fransa’da ise yüzde 53 oranında arttı.

HEDEFLERİNDE TÜRKLER DE VAR

Fransa’da 2020 yılında şahısları hedef alan üç saldırı da 3’ü Ermeni ırkçılar tarafından olmak üzere 6 Türk yaralanırken 1 cami de kundaklanmaya çalışılmıştır.

Camilere yönelik biri havai fişekle cemaati hedef alan 4 fiziksel saldırı, 3 dermek saldırısı, 1 okula saldırı, aynı Türk işletmesine 2 saldırı, 1 konuta saldırı, 1 araca saldırı fiziksel olmayan nefret söylemi ve tehdit niteliğinde ise 24 vaka kayıtlara yansımıştır.

İSRAİL YASA DIŞI YERLEŞİM POLİTİKALARINI SÜRDÜRDÜ

İsrail işgal altındaki Filistin topraklarında yasa dışı yerleşim politikalarını devam ettirmiştir. 2020 yılında son 10 yılda yıkılandan daha fazla Filistinlilere ait özel ve kamu binaları İsrail işgal rejimi tarafından yıkılmıştır.

Yeşil hat içerisinden bulunan 248 ev, batı Şeria’da ise 848 ev ve yerleşim birimi yıkılmış 2030 dönüm araziye ise el konulmuştur.

ÇİN’İN MÜSLÜMAN UYGUR TÜRKLERİNE ZULMÜ

Çin hükümeti, Müslüman Uygur Türklerine karşı soykırım, hapis, zorla kısırlaştırma ve işkence gibi insanlığa karşı suçlar işlemiştir.

Çin hükümetinin Uygur Müslümanlarına uyguladığı baskı yeni bir gündem olmasa da son yıllarda benzeri görülmemiş seviyelere ulaşmıştır.

Yaklaşık bir milyon Uygur, “siyasi eğitim” kampları, mahkeme öncesi gözaltı merkezleri ve hapishanelerde keyfi olarak gözaltına alınmıştır.

Mahkemeler, usulüne uygun bir süreç olmaksızın kişilere ağır hapis cezaları vermiştir. Dini içerikli mesaj, kayıt göndermek ve Uygurca e-kitap indirmek gibi nedenler yıllarca hapis cezasına gerekçe olarak gösterilmiştir.