ABD Dışişleri Bakanlığından bir yetkili, ABD ve İran arasında 2015'teki nükleer anlaşmanın şartlarına dönülmesi konusunda "önemli ayrılıklar" olduğunu belirterek yakın zamanda bu konuda bir anlaşmaya varılmasının zor olduğu sinyalini verdi.

ABD Dışişleri Bakanlığından isminin açıklanmasını istemeyen bir yetkili, gazetecilerle yaptığı açıklamada İran ile nükleer anlaşma görüşmelerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

ABD'nin Avrupalı ortakları üzerinden katıldığı ve Viyana'da süren nükleer görüşmelerin 7. turunun yakın zamanda gerçekleştirileceğini belirten yetkili, burada bir anlaşmaya varılsa bile birçok ek müzakereye ihtiyaç duyulacağının altını çizdi.

Yetkili, yakın zamanda nihai bir anlaşmanın zor olduğunun sinyalini vererek, "İran ile hala orta yol bulamadığımız ciddi ayrılıklarımız var. İran'ın 2015'teki nükleer anlaşmanın şartlarına dönmesi, ABD'nin kaldırmayı teklif edeceği yaptırımlar gibi iki tarafın üzerinde konuşması gereken çok konu var. Her konuda anlaşmaya varılana kadar hiçbir konuda anlaşılmamış demektir." ifadesini kullandı.

Viyana'daki müzakereler

Avusturya'nın başkenti Viyana'da yaklaşık 3 aydır süren ve "Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP)" olarak adlandırılan İran nükleer anlaşmasının tam olarak uygulanması ve ABD'nin anlaşmaya dönüşünün ele alındığı görüşmelerde İran ile ABD arasında dolaylı müzakereler yürütülüyor.

Muhafazakarların çoğunlukta olduğu İran Meclisi, nükleer bilimci Muhsin Fahrizade'ye 27 Kasım 2020'de düzenlenen suikastın ardından Ruhani hükümetinin itirazlarına rağmen nükleer faaliyetleri hızlandırmayı hedefleyen "Yaptırımların Kaldırılması ve İran Ulusunun Çıkarlarının Korunması için Stratejik Eylem Planı" yasasını çıkarmıştı.

Viyana görüşmelerinde ortaya çıkacak bir anlaşmanın öncelikle İran Meclisinin ilk komisyonlarında onaylanması gerekiyor.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, dün yaptığı açıklamada, Viyana'da İran adına görüşmelere katılan heyete başkanlık eden Dışişleri Bakan Yardımcısı Abbas Arakçi'ye yetki verilmesi halinde nükleer görüşmelerin başarıyla sonuçlanabileceğini söylemişti.