İdlib şehidi Açıkgöz’ün ailesi, şehidin fotoğrafları ve kullandığı eşyaların bulunduğu odasını müzeye çevirerek oğlunun hatırasını yaşatıyor.

Şehidin babası Hasan Açıkgöz, oğlunun anılarını yaşatmak ve hatırlanmasını sağlamak amacıyla Gaziantep'teki evinin bir bölümünü eşi Süreyya Açıkgöz'ün desteğiyle "müze oda" olarak düzenledi.

Şubat 2020’de İdlib’deki Esed rejimi saldırısında şehit olan Açıkgöz’ün hatırası odasında yaşatılıyor.

Odada oğlunun fotoğraflarının yanı sıra kullandığı cep telefonu, saat, tespih, çakmak, eşya ve askeri malzemelere de yer veren baba Açıkgöz, çocuğunun 2020 yılında Suriye'nin İdlib kentinde 4 arkadaşıyla şehit düştüğünü belirtti.

Şehit olmadan önce oğluyla konuştuğunu ifade eden baba Açıkgöz, şunları ifade etti:

"Oğlumla sabah saatlerinde sohbet ettik. İyi olduğunu söyledi. Telefonunun çekmeyeceğini ve bunun için merak etmememiz gerektiğini belirtti. Annesiyle de bir süre sohbet etti. Sonra telefonu çekmedi. Öğrendik ki şehit düşmüş. Sabah konuştuk, öğlen şehit oldu.

Baba-oğul değil de iki arkadaş gibiydik. Benden hiçbir şeyini saklamazdı. Gizli saklımız yoktu. Sevdiği kızı bile biliyordum. Ben de oğluma hep destek verdim. Çevresine yanlış bir hareketi olmadı. O yüzden oğlumla gurur duyuyorum. Şimdi daha çok gurur duyuyorum. Vatan sağ olsun. Bir evladımı verdim, gerekirse ben de canımı veririm. Yeter ki bayrağımız dalgalansın."

"ANNESİYLE ODADA BÜTÜN FOTOĞRAFLARINA TEK TEK BAKIYORUM"

Hasan Açıkgöz, oğlunun anılarını yaşatmak için odasını anılarıyla doldurduğunu belirtti.

Ev sahibine odalardan birini müze gibi yapacağını söylediğini, onun da konuya olumlu baktığını açıklayan Açıkgöz, sözlerini şu şekilde tamamladı:

"Bir odanın tamamını şehit oğluma ayırdım. Oğluma çeyiz ve düğün yapamadım. Yine de kendisinin bir odasının olmasını istedim. Fotoğrafları da özenle koydum. Bir misafir geldiği zaman hoş geldin şeklinde karşılasın istedim. Tavana adını ve Fatiha Suresi'ni yazdırdım.

Annesiyle odada bütün fotoğraflarına tek tek bakıyorum. Fotoğraflarına bakınca oğlumla konuşuyor gibi geliyor. Bu şekilde teselli oluyoruz. Her şeyimizi oğluma anlatıyorum. Odayı görenler, 'Allah sizlere sabır versin.' diyenler de var, 'Bu odayı niye yaptınız? Acınız tazelenecek.' diyenler de var.

Bu fotoğraflar da olmasa bizim hiç dayanacak gücümüz yok. Fotoğraflarla oğlumuz sanki canlıymış gibi konuşuyoruz. Benim tek dayanağım oğlumdur."

Anne Süreyya Açıkgöz de odaya girince adeta oğlunu gördüğünü belirtti, "Fotoğraflara bakınca oğlumu yaşıyorum. Oğluma doyamadım, Allah ahirette doyursun. Mertliği, dürüstlüğü, saygısı ve annesine sevgisine doyamadım. Bana çoğu zaman 'sultanım' diye seslenirdi. Bir daha dünyaya gelsem yine İbrahim'in annesi olmayı çok isterim. İyi ki Rabbim İbrahim gibi bir oğlu bana nasip etti. Ruhu şad olsun. Oğlumu anlatmaya söz yetmez."