Hizbullah'ın silahlı üyeleri ve müttefiki Emel, geçen hafta Beyrut’ta Hristiyan parti üyeleri ile karşı karşıya geldi. Savcı Bitar, 2020’de Beyrut Limanı patlamasında ciddi bir delil bulduğu iddiasından sonra yapılan protestolar Lübnan’ı iç savaşın eşeğine getirdi.

Çatışmalar, hiziplerin Mart 2022 parlamento seçimleri öncesinde seçmenleri etkilemeye çalıştığı bir dönemde mezhep gerilimlerini de artırdı.

HİZBULLAH'IN SOKAKLARDA ÇATIŞMA ÇIKARMA ÇABASI

Bitar'ın siyasi ve güvenlik görevlilerini özellikle Hizbullah ile EMEL’in liderlerini sorgulaması protestoların ayyuka çıkmasına neden oldu.

Hizbullah, savcı Bitar’a karşı siyasi bir kampanya yürüterek üst düzey güvenlik yetkilisi Vakıf Safa'yı onu tehdit etmesi için gönderdi.

Ancak Bitar pes etmedi, bu yüzden Hizbullah farklı bir yaklaşım deneyerek, taraftarlarını soruşturmanın örtbas edildiğine inandırarak sokaklara döktü. Hizbullah'ın bu planı, grubun destekçilerinin Hristiyan mahallelerine girip halkı kışkırttığını gösteren viral videolar nedeniyle geri tepti.

Hizbullah'ın uzun süredir müttefiki olan, Özgür Yurtsever Hareketi destekçileri de dahil olmak üzere Hristiyanlar arasından sert eleştiriler aldı. Bu eylemden sonra Lübnan Silahlı Kuvvetleri ‘bin (LAF) Hizbullah’a karşı harekete geçmesi grubun ne beklediği ne de tahmin ettiği bir şeydi. Bu eylemde savcı Bitar’ın güçlü bir şekilde çıkması Hizbullah’ın ülkedeki konumunun aşağı doğru bir grafik izlediği anlamına geliyor.

Hizbullah'a karşı kamuoyu tepkilerinin bu yıl şiddete yol açması ilk değil. Ağustos ayında, Sünni kasabası Halde'deki silahlı kabileler milis destekçileriyle çatışırken, Çouya'daki Dürzi köylüleri, grubun İsrail'e ateş açmasını durdurmak için bir Hizbullah roket fırlatma aracını ele geçirdi.

Hizbullah'ın büyük cephaneliği ve Lübnan'daki çoğu kurumun üzerindeki kontrolü göz önüne alındığında, Bitar'ı neden liman soruşturmasından uzak tutmak istediği kafalarda bir soru işareti oluşturuyor.

Grubun bunu yapmasının en büyük sebeplerinden birisi yargının potansiyelinin farkında olması olarak söylenebilir. Hizbullah ele geçirmediği yargı sistemini kendisine tehdit olarak görüyor.

Çünkü yapılacak seçimler kendileri aleyhine sonuçlanırsa savcı Bitar’ın arkasına aldığı rüzgarla daha da üzerlerine geleceğinden endişe ediyorlar.

Irak'ta bu ay yapılan parlamento seçimleriyle sarsılan İran Hilali, Lübnan Hizbullah’ını telaşa düşürerek seçim için iç karışıklık ortamından faydalanmaya çalışıyor.

Sistemin bir kısmı liman soruşturması yoluyla bugün Hizbullah ittifakına meydan okumaya istekliyse, mahkemeler veya sistemin diğer kısımları seçim sırasında veya sonrasında onlara tekrar meydan okuyabilir. Bu, Hizbullah'ın, gelecek yıl yapılacak oylamayı ertelemek veya iptal etmek anlamına gelse bile riske atamayacağı bir senaryo olarak masada duruyor.

Şimdilik, Hizbullah’ın Bitar'ı sokak baskısı yoluyla devirememesi, muhtemelen onu yasal çizgiye geri döndürecek. Hizbullah, talepleri karşılanana kadar kabine toplantılarını boykot etmeye devam etme sözü verdi.

Bu taktik, Bitar’ın politikacıları sorgulamasını engellemek veya liman patlamasını daha sınırlı bir alana çekerek üstünü örtme çabası olarak görülüyor.

RİSKLER VE FIRSATLAR

Kabine toplantıları şu anda askıya alınmış durumda, teknik olarak organ, Hizbullah ve Emel olmadan toplanabilir, ancak diğer üyeler buna cesaret edemez.

Bu açmaz, hükümetin IMF müzakereleri ve diğer olası reformlar konusunda atması beklenen tüm hayati adımları esasen durdurdu, bu nedenle ülkedeki ekonomi muhtemelen daha da batacak.

Lübnan ordusu, Hristiyan fraksiyon ile Hizbullah'ın Şii seçmenleri arasındaki mezhepsel gerilimlerin artması göz önüne alındığında çok ince bir çizgide yürüyor. Askeri yetkililerin atacağı adımlar ülkede yeni karışıklığı beraberinde getirebilir.

Ordunun olaylar sırasında ilk kurşununu sıkan subayın sorgulanması asker içerisinde huzursuzluk olarak ülkedeki kutuplara yansıyor.

Ne olursa olsun, tüm partiler kuşkusuz birincil kaygıları olan parlamento seçimlerine odaklanmaya devam edecekler ve sandıkta şanslarını artırmak için sokak gerilimlerinden yararlanmaya çalışacaklar.

Geagea'nın partisi kendisini Hristiyanlar için en güçlü temsilci olarak sunmaya çalışacak, Hizbullah ise onu eleştirmeye devam edecek. Bu senaryoda asıl kaybeden, 2019'daki kitlesel protestolardan bu yana oluşan düzen karşıtı gruplar olacak.

Hizbullah ise liman soruşturmasını durdurmak için elinden gelen her şeyi deneyecek çünkü Bitar'ın çabaları grubun genel iktidarını tehdit ediyor.

Bu nedenle, Washington ve diğer aktörler liman patlaması için hesap verebilirliğin önemi hakkında güçlü bir mesaj gönderirlerse, yalnızca söz konusu olay için adalete giden bir yolun güvence altına alınmasına yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda yargının nispeten bağımsız bir bölümünü de güçlendirirler.

Ülkedeki diğer savcılar bu durumda, önümüzdeki haftalarda ortaya çıkabilecek yeni şiddet veya suikast dalgalarına karşı bir miktar koruma sağlama konusunda kendilerini daha güçlü hissedebilirler. Halde'den Çouya'ya ve Tayune'ye kadar birçok Lübnanlı, sokak çatışmalarını Hizbullah'a ve daha geniş siyasi seçkinlere karşı hayal kırıklıklarını ifade etmenin tek yolu olarak görmeye başladı.

Mevcut koşullar altında siyasi uzlaşma bir seçenek değil. Bitar'ı dışlamak için yapılacak bir siyasi pazarlık, Lübnan kurumları içinde kalan tek egemen alanı ortadan kaldıracaktır. Diğer tek seçenek Bitar'ı korumak ve Mart'ta özgür ve adil bir seçim yapılmasını sağlamak.

Hizbullah, muhtemelen daha fazla güvensizlik ve şiddet tehdidinde bulunarak ikinci senaryoyla savaşmaya çalışacak. Bu nedenle yetkililer, bunun yerine seçimi ertelemeyi veya iptal etmeyi tercih edebilirler.