İsrail’de 18 yaşını geçmiş olan herkes zorunlu olarak askere alınıyor. Bu duruma itiraz edenler ya hain sayılıyor ya da ailesi tarafından terbiye görmemiş olmakla suçlanıyor. Bazı Yahudi tarikatlarının da rahatsız olduğu zorunlu askerlikten kaçan İsrail vatandaşları da var. Haredi Yahudileri, İsrail devletinin laik uygulamalarından rahatsız olurken bazı İsrail vatandaşları ise “ne için, yüzde 1’lik faiz indirimi için mi?” sorusunu sormaktan geri durmuyor.

İntifada’dan Ürdün TV kanalları sayesinde haberdar olan New Profile örgütünden Ruth Hiller, İsraillilerin büyük bir kısmının neler yaşandığını bilmediğini dile getiriyor. Aynı zamanda 6 yaşındaki oğlunun asker olmayı şahit olduğu görüntüler sebebiyle istemediğini belirtiyor. Bu hususta vicdani retçiler de görev aldıkları operasyonlarda “işgal”in ne demek olduğunu anladıklarını söylüyorlar.

Vicdani retçi Şir Govini, “sözde benim adıma Filistinli arkadaşımı katlettiler” diyerek neden askerlik yapmadığını temellendiriyor. İsrail’de antimilitarist olmanın zorluğundan bahseden Govini, bunun aynı zamanda sakıncalı olduğundan da söz ediyor. Govini’nin ifadelerine göre iş görüşmelerinde askerlikte ne görev yapıldığı soruluyor. Ordudaki görev, sivil hayattaki pozisyonu etkiliyor.

EMEKLİ İSRAİL ASKERLERİ HİNDİSTAN’A GÖÇÜYOR

Kimi İsrailli askerler terhis olduktan sonra eski hayatını geride bakmak üzere Hindistan’a göç ediyor. Hindistan’a göç eden emekli kadın asker Hadas Perez, “Buradayken orduda yaşadığınız hiçbir şeyi düşünmek istemiyorsunuz.” diyerek, sadece rahatlamak istediğini belirtiyor. “Erkek arkadaşım sevmediği halde masum insanlarla çatışmaya giriyordu diyen Perez, yine de ülkesine hizmet ettiği için gurur duyduğunu ifade etmekten geri durmuyor.

Hindistan’da yaşayan Yahudi Haham Hanan Herbest, İsrail’den Hindistan’a göçenlerin hayatlarını sorguladıklarını ifade ederken göçmen Yahudilerin kendileriyle orada barışabildiklerini ifade ediyor. İsrail’de hayatın hem politik hem ekonomik açıdan zor olduğunu belirten haham, Yahudilerin göç sebebini bu basit zorluklarla açıklıyor.

“İsrail Yolcularının Sesi” isimli kitabın yazarı Hayim Noy, İsrailli askerlerin terhis olduktan sonra ülke dışına çıktıklarını belirterek onların Hindistan’da da sürekli ordu hakkında konuştuklarını ve ordudaki davranış biçimlerini devam ettirdiklerini ifade ediyor. Hindistan’da yaşayan ve ülkelerine dönmek için barışı bekleyen İsrailler de var. İsrailli eski asker Yaeli Freespirit, bu hususta, her barış görüşmesinde annesinden, İsrail’e dönmesi için, e-posta aldığını belirtiyor.

"YAŞANAN ŞİDDET OLAYLARINDAN HİÇ BAHSEDİLMİYOR"

Berlin’de de Yahudileri dahi şaşırtacak kadar eski İsrailli asker bulunuyor. Berlin’de yaşayan eski İsrailli asker Mor Dovrat, kültürel bir bataklık olarak tanımladığı İsrail’den tiyatro eğitimi almak için ayrıldığını belirtiyor. Berlin’de yaşayan eski kadın asker Gal Skolnik ise İsrail’deki ders kitaplarında anlatılan tarihten şu sözleriyle yakınıyor: “Vatanı olmayan bir halk ve halkı olmayan bir vatan vardı. İsrail toprakları bomboştu. Ama başkalarının yaşadığı bir yere gelip, burası benim ülkem dedikten sonra yaşanan şiddet olaylarından hiç bahsedilmiyor.”

"GÖREVİMİZ HERKESİ ÖLDÜRMEKTİ, BİZ DE ÖYLE YAPTIK"

Berlin’de yaşayan eski asker Sahar Levi de İsrail’de yaşananlardan rahatsızlığını şu sözleriyle dile getiriyor: “İsrail’de ordudayken yaptıklarınızın gerekli olduğuna ve aslında ülkenizi koruduğunuza inanmanızı sağlayan bir mekanizma var. Kafama takılan bir olay vardı, bu yüzden geceleri uyuyamıyordum. Kontrol noktalarından birini yarıp oradaki İsrail askerlerini öldüren bir gurup terörist vardı. Amaçlarının ne olduğunu umursamıyorduk bile. Adam öldüreceğiz, güzel, diyorduk. Operasyona gittik, üniformalı birkaç Filistinli vardı. Ama çoğu insan sivil giyimliydi. Yani karşınızdakinin asker mi polis mi ya da arkadaşlarını ziyarete gelen biri mi olduğunu bilmenize olanak yoktu. Görevimiz herkesi öldürmekti. Biz de öyle yaptık. Sıradan insanlar bile bu çarpık gerçekliğin içinde bir canavara dönüşüyor.”

Berlin’de kuaförlük yapan eski İsrail askeri Roy Rothfeld, “savaştayken Gazze Şeridi’ndeydim, ilk iki ay hiç uyuyamadım, sürekli kâbus görüyordum. Fakat bazı şeyleri sürekli düşünürseniz hissettiğiniz üzüntüyü kaldıramayabilirsiniz.

"SAVAŞ SUÇLARINA KARIŞAN BİR ORDUYA GÖNDERİLMEKTEN KORKUYORUM"

İsrail ordusunda askerlik yapmayı reddederek 2017'de İngiltere'ye kaçan ve sığınma talebi kabul edilmeyen Siyonizm karşıtı Ultra Ortodoks Yahudi genç, "Apartheid uygulayan ve savaş suçlarına karışan bir orduya gönderilmekten korkuyorum.” İfadelerinde bulundu.

Ülkesi İsrail'de zorunlu askerliğe karşı çıktığı için 17 yaşında geldiği İngiltere'de, Aralık 2020'de sığınma talebi reddedilen ve bugün temyiz duruşması görülecek Ultra Ortodoks Yahudi genç, sığınma talebinin kabul edilmesini bekliyor.

Mahkemenin, güvenlik endişesi nedeniyle gencin isminin açıklanmaması yönünde kararı bulunuyor.

İşgal nedeniyle askere gitmeyi reddeden ve bu nedenle 3 ay hapis cezasına çarptırılan Kudüs'te yaşayan İsrailli kadın aktivist Sahar Vardi de askere gitmek istemeyen özellikle Ultra Ortodoks Yahudilerin protestolarında çok fazla polis şiddeti uygulandığını dile getirdi.

"ASKERLİĞİ REDDETTİĞİM İÇİN BANA İŞKENCE ETMELERİNDEN KORKUYORUM"

"Geçmişte dini inançlarım ve siyasi görüşlerim nedeniyle İsrail devleti tarafından zulüm gördüm.” diyen genç sözlerine şöyle devam etti: “Kimliğimin temel bir yönü olduğu için bu inanç ve görüşleri değiştirmek istemiyorum. Siyonizm'e her zaman aktif olarak karşı çıkacağım. Apartheid uygulayan ve savaş suçlarına karışan bir orduya gönderilmekten korkuyorum. Asker kaçağı olarak beni 15 yıla kadar hapse göndermelerinden ve askerliği reddettiğim için bana işkence etmelerinden korkuyorum."

HAREDİ YAHUDİLERİ DE ASKERLİĞE KARŞI

İsrail'de siyah kıyafetleri ve yan taraflarından uzatılmış saçlarıyla dikkati çeken Haredi Yahudileri, erkekler için 3 yıl kadınlar için ise 2 yıl olan zorunlu askerlik hizmetine karşı düzenledikleri protestolarla sık sık ülkenin gündemine geliyor.

Fazla sayıda çocuk sahibi oldukları için nüfusları hızla artan Haredilerden bazıları, askerlik karşıtı gösterilerde çöp tenekelerini yakarak polisle çatışmıştı.

Laik Yahudilerle aralarında gerilim olan ve toplumun geri kalanına entegre olmayı büyük oranda reddeden Haredi Yahudilerine "Neden İsrail ordusunda askerlik yapmaya karşısınız?" sorusu yöneltildi.

Asker kaçağı olduğu için ismini açıklamak ve yüzünün tamamını kameraya göstermek istemeyen Yahudi, İsrail ordusuna karşı tavrını şu sözlerle dile getirdi:

"İsrail ordusu dindar bir kişinin yaşayabileceği bir yer değil. İsrail ordusu dine karşı. İsrail ordusunda Tanrı'ya karşı olan bir hayat var. Kutsal Tevrat'ta kurallar var. İsrail ordusu bu kurallara karşı. İsrail ordusunda olup da dindar olmanız mümkün değil.

Eğer askere gitmezsem tutuklanırım ve şartların çok kötü olduğu askeri hapishanede 3 ay ila 6 ay arasında hapis yatarım. Okumak istersem burs bulmam yasaklanır, hükümetten diğer herhangi bir yardımı almam da yasaklanır.

Orduda insanlara küfrü aşılıyorlar. Bu küfür Tanrı'ya şirk koşmak demek. Orduda insanları küfre doğru cesaretlendiriyorlar. En kötü şey bu. Yahudilikte ensest (aile içi yasak ilişki) ilişkiye girmek ve insan öldürmek gibi aşılmaması gereken kırmızı çizgiler var. Bunlar yasak. Hayamıza sahip çıkmamız lazım. Kafama silah dayayıp orduya katılıyor musun? diye sorsalar, 'Askere gitmiyorum, kafama sıkın' derim. Bizim bir sloganımız var: Askere gitmektense ölmeyi tercih ederiz."