Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mülteciler konusunda Türkiye'nin bu işin adeta misafirhanesi durumunda olduğunu belirterek, "Malum 5 milyon Suriye'den var, Irak'tan var, Afganistan'dan 300 bin var. Bütün bunlara ev sahipliği yapmaya devam ediyoruz. Ve bu insanları tabii bizim ötelememiz Yunanistan'ın yaptığı gibi, mümkün değil, yapamayız." dedi.
Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Huber Köşkü'ndeki ikili görüşmelerinin ardından düzenlediği ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Türkiye'deki tutuklu Alman vatandaşlarının durumuna ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, her ülkede yargının bağımsız olduğunu söyledi.
Yargının bağımsızlığını savunduklarının altını çizen Erdoğan, "Türkiye'de de yargı bağımsızdır. Yargının vereceği veya verdiği karara benim bir Cumhurbaşkanı olarak müdahale etmem söz konusu değil. Yeter ki yargının adil olduğuna hep birlikte inanmış olalım." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mülteci anlaşmaları konusundaki soru üzerine şunları aktardı:
"Mülteciler konusunda malumunuz Türkiye bu işin adeta misafirhanesi durumunda. Malum 5 milyon Suriye'den var, Irak'tan var, Afganistan'dan 300 bin var. Bütün bunlara ev sahipliği yapmaya devam ediyoruz. Ve bu insanları tabii bizim ötelememiz Yunanistan'ın yaptığı gibi, mümkün değil, yapamayız. Şu anda biz bunlara aynı şekilde ev sahipliği yapmaya devam ediyoruz ve bu ev sahipliğimiz devam edecektir. Çünkü göçleri bugüne kadar uyguladığımız gibi aynen kabulleniyoruz. Bir taraftan biliyorsunuz briket evler yaparak o briket evlerde de onlara çadırlarda falan değil, o briket evlerde onları ağırlamayı da ayrıca bir görev telakki ettik. Şu an itibarıyla 60 bini aşkın briket evi bitirdik, hedefimiz bunu 100 binin üzerine çıkarmak."
"50 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HACMİ İSTİYORUZ"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sayın Şansölye ile çalışmak nasıldı?" sorusuna şu karşılığı verdi:
"16 yıl kısa bir süreç değil. Benim de 19 yılım var. Bu süreç içerisinde birçok dünya lideriyle bir arada çalıştık, görüştük. Tabii Sayın Şansölye özellikle Almanya'nın idaresinde, yönetiminde gerçekten başarılı bir sürece imza attı. Belki koalisyon hükümetleri olmamış olsaydı Almanya, Türkiye ilişkileri çok daha farklı bir yere ulaşabilirdi, fakat koalisyon hükümetleri de tabii çalışmayı her zaman zorlaştırıyor. Geçmişte bizdeki koalisyon hükümetleri de çok çok başarısız olmuştur, hiçbir netice alamamıştır. Başkanlık sistemine geçmemizle birlikte biz bu koalisyonlardan kurtulduk ve yoğun bir çalışmanın içerisine girdik. Temennimiz odur ki yeni yönetimle bu başarılı süreci aynen devam ettiririz. Zira Almanya'da ciddi manada bir Türk potansiyeli var ve bu insanlar da orada sağlıklı bir yaşamın sürecini inşallah görmek, yaşamak istiyorlar. Onlar orada mutlu oldukça Türkiye-Almanya arasındaki bu mutluluğu yaşamak istiyoruz. Hedef de 50 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaşalım istiyoruz."
Angela Merkel'in, "Koalisyon ortaklarımla çalışmaktan mutlu olmadığım anlaşılmasın. Alman hükümetlerinin özelliği budur, koalisyonlar bizim yapımıza uygundur. Biz bir başkanlık sistemi uygulamak istemiyoruz." sözleri üzerine Erdoğan, "Zaman zaman şikayetlerinizi bana aktardınız." dedi. Merkel de "Doğrudur, hayat böyle, fakat buna rağmen güzel." yorumunu yaptı. Erdoğan da torununun kendisine "Dede, ne yapacaksın hayat böyle." dediğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, basın toplantısını "Değerli Şansölye'nin inşallah bundan sonra değerli fikirlerinden, düşüncelerinden, uluslararası toplantılarda da istifade etme arzusuyla tekrar şahsım, milletim adına bundan sonraki hayatında başarılar diliyorum." sözleriyle tamamladı.