Orta Doğu'nun küçük ülkesi Lübnan'da Ekim 2019'da patlak veren ekonomik kriz, Ağustos 2020'de başkentte büyük yıkıma yol açan patlamanın ardından her geçen gün daha da kötüleşmeye başladı.

Elektrik, su, sağlık ve ulaşım gibi temel altyapı hizmetlerinde kronik sorunları olan ülkede, ekonomik krizin etkisiyle artan işsizlik ve yoksullukla beraber yerel para biriminin karaborsada yüzde 95 değer kaybetmesi nedeniyle ilaç, akaryakıt, elektrik ve temel tüketim ürünlerine ulaşmak çileye dönüştü.

Merkez Bankasının 1510 lira olarak belirlediği döviz kuruna karşılık, karaborsada serbest kur bugün itibarıyla 17 bin 500'ün üzerinden işlem görüyor.

Ülkedeki ilaç sektörü bir aydan uzun süredir Merkez Bankası düşük kur üzerinden kendilerine döviz temin edemediği için ithalat yapamamaktan şikayet ederken, haftalardır ellerindeki reçetelerle rafları boş eczaneleri dolaşan vatandaşlar tedavileri için gerekli ilaçları kişisel girişimlerle yurt dışından getirtme veya karaborsada temin etme yollarına başvurabiliyor.

Krizin başından beri 600'den fazla eczane kapandı
Başkent Beyrut'ta eczane işleten Samir Subra, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülkedeki eczane sektörünün çöküşün eşiğine geldiğini söyledi.

Ekonomik kriz ve siyasi çekişmelerle doların karaborsada yükselmeye başladığı yaklaşık 2 yıldan beri sektörde ciddi sorunların baş gösterdiğini aktaran Subra, ilaç fiyatlarına zam geleceği söylentileri üzerine halkın eczanelere akın ettiğine dikkati çekti.

Yoğun talebin raflardaki ilaç çeşitlerinin tükenmesine yol açtığını söyleyen Subra, eczanelere dağıtım yapan firmaların 1,5 yıldır sınırlı sayıda ürün temin ettiğini dile getirdi.

Lübnanlı eczacı, "Daha önce fazlasıyla ilaç almaya çalışan vatandaş şu an ihtiyaç duyduğu ilacı alamıyor, eczacılar da ithalatçılardan ilaç temin edemiyor." diye konuştu.

Ülke genelinde krizin başladığı günden beri 600'den fazla eczanenin kapandığını belirten Subra, "Çünkü bizler çalışmalarımıza hala Merkez Bankasının belirlediği 1500 lira kurundan devam ederken, harcamalarımızı 18 bine yaklaşan karaborsa kuru üzerinden yapıyoruz." dedi.

Artık müşterilerine hastası için bir ilaç temin ettiklerinde bunu başarı saydıklarını dile getiren Subra, "Eczacılık sektörü bu ay itibarıyla daha da kötüye gider. Bunun anlamı da hastanın en basit ilacı bile bulamamasıdır." ifadelerini kullandı.

Eczanelerde vatandaşın ihtiyacını karşılayacak ilaçların yüzde 20'si bile yok
Subra, başkentin merkezinde geniş bir alana sahip eczanesindeki ilaç türlerinin şu an müşterilerin ihtiyacının yüzde 20'sini bile karşılayamadığını, özellikle kronik ve tedavisi güç hastalıklar ile devam sütü ürünlerini temin edemediklerini belirtti.

Lübnan'da halihazırda kimsenin hastaları düşünmediğini ve ticari firmaların tamamen kazanç odaklı hareket ettiklerini savunan Subra, ülkede bir çözüm, öngörü veya bir planın olmamasının endişeleri daha da ciddileştirdiğine işaret etti.

İlaç konusunun ertelenecek bir şey olmadığını dile getirerek Başbakan Hassan Diyab ve Sağlık Bakanı Hamad Hasan'ı harekete geçmeye çağıran eczacı Subra, şunları kaydetti:

"İlaçların piyasada bulunamaması, yurt dışından ülkeye yasa dışı yollarla ilaçların girmesine yol açar. Çünkü hasta hangi ülkeden olursa olsun ilaçları temin etmeye çalışır, bu da Lübnan'da ilaç güvenliğini tehdit edecek bir durumdur."

Subra, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında yeni bir dalganın gelmesi halinde ise tedavi için ilaç bulma imkanlarının olmayacağı uyarısında bulundu.

Dağıtım firmaları bir aydan beri talepleri karşılamıyor
Başkentin merkezindeki bir eczanede çalışan Hulud el-İyas da dağıtım şirketlerinin bir aydır ilaç taleplerini karşılamadığını ve ilaç krizinin giderek büyüdüğünü ifade etti.

Halihazırda müşterilerinin ihtiyaçlarından yüzde 20'yi karşılayacak ilaçlara sahip olduklarını aktaran İyas, "Şu anda çok daha ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyayız. İlaçların orijinal olarak üretildiği ülkeden temin etmek yerine alternatif üretici ülkelerden bulmaya çalışılıyor." dedi.

Vatandaş eczanelerden ilaç bulamıyor
Beyrut sakinlerinden 83 yaşındaki Fatma nine, elindeki reçeteyi göstererek birçok rahatsızlığı olduğunu ancak ilaç bulamadığını söyledi.

Daha önce alternatif ilaçlar bulabildiğini, bugünlerde ise hiçbir ilacı temin edemediğini belirten yaşlı kadın, "Bu eczaneden de ilaç bulamadım, bana vermedi. Ben kalp hastasıyım, ayrıca şeker ve tansiyon rahatsızlıklarım var. Şehirdeki 7 eczaneyi dolaştım ancak benim ilaçlardan hiçbirini bulamadım." diye konuştu.

Beyrut sakinlerinden Darin isimli genç kadın da yeğenine devam sütü almak için kentteki çoğu eczaneyi dolaştıktan sonra fiyatı 12 bin Lübnan lirası olan ürünü 220 bin liradan bulabildiklerini söyledi.

Beyrutlu 90 yaşındaki Hac Muhammed ise kolesterol ve diğer birçok hastalıktan muzdarip olduğunu, ancak eczanelerde ilaç bulamadığını ifade etti.

Hac Muhammed'in kızı Semr de yaşlı anne ve babasının ilaçlarını ancak karaborsada yüksek fiyatlara bulabildiklerini belirtti.

Lübnan'daki ekonomik kriz
Farklı din ve mezheplere dayalı siyasi bölünmeler açısından oldukça kırılgan bir yapıya sahip Lübnan ekonomisi, 1975-1990 yıllarındaki iç savaştan bu yana en büyük krizi yaşıyor.

Yerel para birimi Lübnan lirası ise Merkez Bankası kuru sabit tutsa da bankalarda ve karaborsada değer kaybıyla farklı fiyatlardan işlem görüyor.

Mezhepsel siyasi grupların, yaklaşık bir yıldan beri istifa eden Hassan Diyab hükümetinin yerine yenisini kurma konusunda anlaşamadığı için kriz her geçen gün farklı sektörleri vurmaya devam ediyor.

İlaç, akaryakıt ve gıda başta olmak üzere temel ihtiyaç ürünlerini bir yılı aşkın süredir sübvanse eden Merkez Bankasının rezervleri de günden güne eriyor.

Lübnan İlaç İthalatçıları ve Ecza Depoları Sendikası, 4 Temmuz'da döviz likidite sorunu nedeniyle bir aydan uzun süredir ithalata ara verilmesi neticesinde ilaç stoklarının tükenebileceği uyarısında bulunmuştu.