Tayvan'ın demokrasisini giderek saldırganlaşan Çin'e karşı savunmaya kararlı olduğunu söyleyen Ing-wen, adanın Pekin’in eline geçmesi durumunda dünya için “felaket sonuçları” konusunda uyarıda bulundu.

Tsai Ing-wen’in kendi kaleminden bugün yayınlanan makale, Çin savaş uçaklarının Tayvan hava savunma bölgesine rekor sayıdaki saldırılarının ortasında geldi. Tayvan başbakanı Su Tseng-chang, "üst düzey" faaliyetlerin bölgesel barışı ihlal ettiğini ve Tayvan'ın tetikte olması gerektiğini söyledi.

Çin Halk Kurtuluş Ordusu, anakara rakamları ve medyanın bir güç gösterisi olarak nitelendirdiği ancak dünya hükümetlerinin bir eylem olarak kınadığı Ekim ayının ilk dört gününde Tayvan'ın hava savunma tanımlama (ADIZ) bölgesine yaklaşık 150 uçak gönderdi.

Foreign Affairs dergisine yazan Tsai, Tayvan'ın barış arzusunu vurguladı ancak “demokrasisi ve yaşam biçimi tehdit edilirse Tayvan kendini savunmak için ne gerekiyorsa yapacak” dedi.

Bununla birlikte, diğer ülkeleri Pekin'in oluşturduğu daha geniş tehdide karşı “Tayvan ile çalışmanın değerini anlamaya” çağırdı. Tayvan düşerse, sonuçların bölgesel barış ve demokratik ittifak sistemi için felaket olacağını unutmamalılar” dedi.

ÇİN-TAYVAN ANLAŞMAZLIĞI

Çin'de İkinci Dünya Savaşı'nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949'da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan'a yerleşip 1912'de kurulan "Çin Cumhuriyeti" iktidarının Ada'da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.

Bu girişim Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971'e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin'i temsil etmişti. 1950'ler ve 1960'larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti'nden Çin Halk Cumhuriyeti'ne çevirmesinin ardından, 1971'de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada Pekin hükümetinin Çin'in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan'ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.

Pekin yönetimi, "Tek Çin" ilkesini benimseyerek Çin'i uluslararası toplumda sadece kendilerinin temsil ettiğini savunuyor ve Tayvan'ın dünya ülkeleriyle müstakilen diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

PEKİN’DEN ‘’TEK ÇİN’’ VURGUSU

Pekin yönetimi, "Tek Çin" ilkesini benimseyerek Çin'i uluslararası toplumda sadece kendilerinin temsil ettiğini savunuyor ve Tayvan'ın dünya ülkeleriyle müstakilen diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

‘’GÜNEY ÇİN DENİZİ’’ SORUNU

Çin, 1947'de yayımladığı "Dokuz Çizgi Hattı" adı verilen haritayla Güney Çin Denizi'nin yüzde 80'inde egemenlik iddiasında bulunuyor. Su altı kaynakları açısından zengin bölgedeki hak iddiaları başta Filipinler olmak üzere Vietnam, Brunei ve Malezya gibi kıyı komşusu ülkelerle egemenlik ihtilafına yol açıyor.

Pekin'in tartışmalı sularda inşa ettiği yapay adalar üzerinde kurduğu üsleri silahlandırdığı iddiaları, ABD ve bölge ülkeleriyle arasında gerginliğe sebep oluyor.

Uluslararası Tahkim Mahkemesi, 2016'da Filipinler'in başvurusuyla verdiği kararda, Çin'in, Güney Çin Denizi'nde tek taraflı egemenlik taleplerinin yasal olmadığına karar vermişti.