Yazıda, Blinken ve Sullivan’ın toplantını başında Çin'e karşı bazı meselelerde "derin kaygılarını" iletmesiyle başlayan toplantıya ilişkin "ABD’li diplomatlara, Çinli mevkidaşlarıyla diplomatik olması gereken bir toplantıyı Pekin hükümetinin iç ve dış politikalarına saldırarak, neyi yapıp neyi yapmaması gerektiğini dikte ederek, Çin’e karşı öfkelerini kustukları bir etkinliğe dönüştürmeleri konusunda güvenin." ifadeleri yer aldı.

ÇKP'nin resmi yayın organlarından Global Times gazetesi yayımladığı bir haberde, dünyanın, Çin-ABD Alaska görüşmesinin herhangi bir selamlaşmanın bile olmadığı açılışın ilk dakikalarında gerginliğe sahne olmasını izlediğini belirterek "Ancak iki tarafın sert tavırları gözlemcilerin beklentilerinin ötesinde gerçekleşti." ifadesini kullandı.

Haberde, iki günlük zorlu görüşmelerin Çin ve ABD yönetimlerinin birbirini tanıması için en iyi fırsat olmasının beklendiği kaydedilirken, "Şimdiye kadar ABD’nin saldırganlığı ve diplomatik protokolü görmezden gelmesi, Çinli heyetin hızlı ve sert karşı atakları dünyanın dikkatini çekti." yorumuna yer verildi.

Halkın Günlüğü gazetesi de ikili ilişkilere yönelik yayımladığı yorum yazısında, Washington yönetiminin, son günlerde Çin Ulusal Halk Kongresi’nin Hong Kong’daki seçim sisteminde reform yapılması kararına yönelik yaptırım uygulayacağını açıklamasını "ABD, siyasi tehdidi bıraksa iyi olur." ifadesiyle eleştirdi.

"ABD’nin Çin’e karşı yaptırım sopasını kullanmasının, Hong Kong’un Çin’in oluşturduğu düzene dönmesini engelleyemeyeceği" savunulan yazıda, "ABD bir an önce siyasi tehdidi bıraksa iyi olur." ifadesine yer verildi.

Blinken ve Sullivan, Çinli muhatapları Vang ve Yang ile dün gerçekleştirdiği görüşmenin ilk dakikalarında Çin'i, Tayvan, Hong Kong Özel İdari Bölgesi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki politikaları ve siber saldırı gibi konularda derin kaygı duyduklarını belirterek eleştirmişti.

Çin heyeti ise ABD'li yetkililerin eleştirilerine, "ABD, uluslararası toplumu temsil etmiyor. Washington yönetiminin Çin'e üst perdeden konuşma yetkisi yok." şeklindeki ifadelerle karşılık vermişti.