Avrasya Stratejik Araştırmalar Platformu (ASAD), İsveç, Hollanda ve Danimarka'da Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılara, dört farklı dilde yayımladığı bildiriyle tepki gösterdi.

ASAD'ın İngilizce, Arapça, İtalyanca ve Türkçe yayımlanan bildirisinde, Avrupa'da uzun yıllardır ifade özgürlüğü adı altında İslam dinine ve Müslümanlara karşı aşağılık ve faşist saldırılar yapıldığı vurgulandı.

Kendilerini demokrasi ve insan haklarının beşiği olarak nitelendiren Batı ve Avrupa ülkelerinin, demokrasi ve özgürlük kılıfı üzerinden, sahibi oldukları medya organları vasıtasıyla yalan ve iftira dolu algı operasyonları ile Türkiye başta olmak üzere İslam ülkelerini ve İslam ümmetini şeytanca suçladığı aktarılan bildiride, "İsveç, Hollanda ve son olarak Danimarka'da Kur'an-ı Kerim'i yaktığını sanan aşağılık yaratık ve bu zavallı eyleme 'düşünce özgürlüğü' diyerek göz yuman, engel olmayan ve hatta güvenlik görevlileri ile destek olan tüm devlet yetkilileri de bilsinler ki İslam son hak dindir ve İslam'ın nurunu hiç kimse asla söndüremeyecektir." ifadesi kullanıldı.

DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ OLARAK DEĞERLENDİRİLEMEZ

Toplumsal yaşamın temelinin ötekinin varlığına saygı duymaktan geçtiği, bireyin hak ve özgürlüklerinin, demokrasinin temeli olduğu kaydedilen bildiride, "Kur'an-ı Kerim'e yapılan aşağılık eylemler asla düşünce özgürlüğü olarak değerlendirilemez. Kutsal dinlere ve kutsal kitaplara saldırmak asla düşünce özgürlüğü olarak değerlendirilemez. Türkiye Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim'in yakılmasına 'düşünce özgürlüğü' diyen ve engel olmayan İsveç Devleti'nin, İsrail Büyükelçiliği önünde Tevrat yakmayı planlayan eylemciye izin vermemiş olması, başta İsveç Devleti olmak üzere bu aşağılık eylemlere sessiz kalarak destek veren Batı ve Avrupa devletlerinin ne kadar demokrat olduklarını ve ikiyüzlülüklerini açıkça ortaya koymuştur." görüşüne yer verildi.

Kur'an-ı Kerim'e karşı yapılan aşağılık eylemlerin Türkiye büyükelçiliklerinin önünde yapılmasının asla tesadüf olmadığı vurgulanan bildiride, İslam dinine ve Kur'an-ı Kerim'e karşı yapılan eylemlere sessiz kalanlar kınandı.

İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜNE DAVET

"Bugün bize düşünce özgürlüğü, demokrasi dersi vermeye kalkan ikiyüzlü Batı ve Avrupalı yetkililere; dünün tarihini iyi okumalarını, anlamalarını ve unutmamalarını tavsiye ediyoruz." sözlerine yer verilen bildiride, şunlar kaydedildi:

"Demokrasi ve inanç özgürlüğü, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin temelidir. Tüm devletleri ve milletleri gerçek demokrasiye ve inanç özgürlüğüne davet ediyoruz. İsveç, Hollanda ve Danimarka'da yapılan aşağılık ve zavallı eylemler sadece İslam'a karşı yapılmış faşist bir saldırı değildir. Bu bütün insanlığa, bütün inançlara ve bütün kutsal değerlere yapılmış zavallı bir saldırıdır. Bu bilinçle tüm insanlığı, tüm devletleri ve tüm din adamlarını, gerçek demokrasiye, inanç özgürlüğüne ve bu saldırılara karşı hep birlikte en sert şekilde tepki vermeye davet ediyoruz. İsveç, Hollanda ve Danimarka makamlarını bu nefret suçunun failleri hakkında gerekli işlemleri yapmaya ve tüm ülkeleri ve uluslararası kuruluşları İslam düşmanlığına karşı, demokrasi ve inanç özgürlüğü temelinde dayanışma halinde somut tedbirler almaya ve yapılan saldırıları açık ve net şekilde kınamaya çağırıyoruz."