AB, İsrail’e Filistinlileri evlerinden tahliye etmemesi ve yeni yasa dışı yerleşim faaliyetlerini durdurma çağrısında bulundu.

AB Dış İlişkiler Servisi yaptığı açıklamada, İsrail’in Kudüs'ün Şeyh Cerrah ve Silvan mahallelerinde on yıllardır yaşayan Filistinlileri evlerinden tahliye etmeye devam etmesinin, sahadaki tansiyonu yükselteceği ve sürecin Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'da endişe verici biçimde artan yıkım ve tahliye eğilimine katkıda bulunacağı belirtildi.

Açıklamada, İsrail’in işgali altındaki Kudüs toprakları da dahil olduğu, “Aşağı Su Kemeri Planı" için Har Homa ve Givat Hamatos arasında 1450'den fazla yeni yerleşim inşa planı kararı aldığı belirtilerek, "AB, İsrail'i, Kudüs'ün her iki devletin gelecekteki başkenti olma olasılığını daha da baltalayacak bu planı ve tüm yerleşim faaliyetlerini durdurmaya çağırıyor." ifadesi kullanıldı.

Yasa dışı yerleşim yeri ve yıkımların uluslararası hukuka aykırı olduğu belirtilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

"Yerleşimin genişletilmesi, yıkımlar ve tahliyeler uluslararası hukuka göre yasa dışıdır. Gerginliği artırıyorlar, iki devletli çözümün uygulanabilirliğini tehdit ediyorlar ve kalıcı bir barış umutlarını azaltıyorlar. AB, barış sürecinin yeniden başlatılmasına giden yolun bir an önce açılması için taraflara tam destek vermeye hazırdır."

KUDÜS’TEKİ YIKIMLAR

İşgal altındaki Kudüs'te Filistinlilere imar izni konusunda zorluk çıkaran ve yapılan başvuruların tamamına yakınını reddeden işgalci İsrail makamları, Filistinlilere ait binlerce evi "ruhsatsız" olduğu iddiasıyla yıkma tehdidinde bulunuyor.

Filistinli kaynaklar, 1967'den bu yana Kudüs'te Filistinlilere ait 5 binden fazla evin İsrail güçleri tarafından yıkıldığını kaydediyor.

BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisinin raporuna göre, İsrail makamları, 2020'de Kudüs'te onlarca evi "ruhsatsız" olduğu gerekçesiyle yıktı. Yıkımlar nedeniyle onlarca Filistinli evsiz kaldı.

İsrail'e bağlı belediyenin söz konusu uygulamasının hiçbir hukuki dayanağı olmadığını belirten Filistinliler, bunun "İsrail'in yıldırma ve şehri Yahudileştirme politikalarının parçası" olduğunu ifade ediyor.

İsrail belediyesi çoğu zaman yıkım masraflarını da evi yıkılan kişilerden tahsil ediyor.