ABD’nin Çin’i Hint-Pasifik ve Asya Pasifik’teki hareketelerini sindirmeye yönelik olarak Obama döneminde başlayan girişimleri Biden döneminde daha da sıklaştığı belirtiliyor.

ABD Başkanı Joe Biden 20-25 Mayıs tarihleri arasında Japonya ve Güney Kore’yi ziyaret etmesi bekleniyor. Bu ziyaret kapsamında QUAD Liderler Zirvesi’ne katılacak ve ardından da Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi (IPEF)’in tanıtımını yapacağı ifade ediliyor.

ABD’nin Hint-Pasifik üzerindeki etkisini Çin’e karşı arttırma çabaları uzun zamandır devam eden bir süreç olmasına rağmen özellikle ABD Başkanı Joe Biden döneminde daha da ön plana çıkmaya başladı. ABD kendi varlığını özellikle Hint-Pasifik’te belirginleştirmeye çalışıyor.

ABD’nin Hint-Pasifik’te ortaya çıkışı, ABD Eski Başkanı Obama döneminde üst düzey yetkililer tarafından kullanılmaya başlandı. 2017 yılına gelindiğinde ise Donald Trump döneminde resmi olarak açık bir Hint-Pasifik stratejisi önerildi. Bu öneri sonrası da Haziran 2019’da bir Hint-Pasifik Stratejisi raporu hazırlandı.

Yayınlanan rapor aslında bir güç rekabeti dışında daha geniş kapsamda uluslararası düzenin yeni doğasını belirleyeceği bir söylemi de beraberinde getiriyordu. ABD, bu raporla birlikte süreçteki kararlılığını ön plana çıkarırken bu sürecin de yıllarca süreceğine işaret ediyordu.

Biden yönetimi bu rapor ile Japonya, Hindistan, Birleşik Krallık, AB ve Avustralya ile önemli bir işbirliği çabasını göstermeyi hedefliyor. Bu işbirliği ise Çin’in bölgedeki etkinliğine karşı bir koalisyon niteliğini taşıyordu. Bu koalisyon aynı zamanda Hint-Pasifiğin Avrupa-Atlantik arasında yeni bir köprü oluşturacağı ifade ediliyor. Bu oluşuma Japon hükümetinden yeşil ışık yandı bile. Japonya Kabine Baş Sekreteri Matsuno Hirokazu, yaptığı açıklamada, "IPEF'i, ABD'nin Hint-Pasifik bölgesine aktif taahhüdünün somutlaşması olarak karşılıyoruz ve katılmaya olumlu bakıyoruz" dedi. Aynı zamanda, ABD’yi de Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP) Anlaşması'na geri dönme davetlerini de sürdüreceklerini söyledi. Trump döneminde bu anlaşma ABD’nin ortaklıktan çekilmesiyle zayıfladı.

Biden Ekim 2021’de Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi’ni (IPEF) başlatmayı önerdi. Bu çalışma hem dijital ekonomiyi, tedarik zinciri ve temiz enerji gibi alanları da kapsayacağı ifade ediliyor.

BİR YOL BİR KUŞAĞA ALTERNATİF

ABD yönetim Haziran 2021’de ki G7 zirvesinde Build Back Better World girişimini (B3W) açıklamıştı. Bu girişim Çin’in Bir Kuşak Bir Yol Projesi’ne bir alternatif olarak belirginleşti. Biden bu ziyaretinde bu girişim ve diğer konulara ağırlık vereceği çeşitli uzmanlar tarafından söyleniyor. Ayrıca ABD’nin bölgedeki teknolojik yatırımlarıyla Rusya yada Çin tarafından gelebilecek olan dezenformasyonların da önüne geçileceği ifade ediliyor. ABD, ayrıca bölgedeki mali şeffaflığa da el atacağı uzmanların aktardığı bilgiler arasında.

ABD bölgede sadece ekonomi, ticari ve teknoloji alanlarında faaliyet göstermeyip burs programları ve genç girişimciler gibi farklı alanlarla da aktivitelerde bulunmayı hedefliyor.

ABD: “GÜÇ” YERİNE “ETKİ”

ABD’nin tüm bu çalışmaları ise Çin’in bölgedeki etkisini azaltmak. Uzmanlara göre ABD Çin’e karşı ilk defa “güç dengesi” yerine “etki dengesi” ifadelerini kullanmaya başladı.

ÇİN’İN TAYVAN ENDİŞESİ

Çin yönetiminin en fazla ABD’nin Tayvan politikalarından rahatsız. ABD’nin Tayvan’ın Hint-Pasifik stratejisinin içinde bulundurup kendi ortağı olarak vurgulaması Çin’i en fazla rahatsız eden durum olduğu açıklanıyor. ABD, Tayvan’ı bölgede yakın ilişkiler kurmak istediği Malezya, Singapur, Endonezya ve Hindistan ile birlikte bir plana dahil ediyor.

PEKİN’İN ENDİŞESİ

Pekin'i endişelendiren şey, Biden yönetiminin Tayvan'ı daha açık bir şekilde ABD Hint-Pasifik stratejisi çerçevesine yerleştirmesi. Raporda Tayvan veya Tayvan Boğazı'ndan yedi noktada bahsediliyor ve Tayvan'ı Hindistan, Endonezya, Singapur ve Malezya ile birlikte bir ABD ortağı olarak tanımlıyor. Ayrıca ABD'nin “aynı zamanda Tayvan'ın öz savunma yeteneklerini desteklemek de dahil olmak üzere, Tayvan Boğazı'nda barış ve istikrarı korumak için bölge içindeki ve dışındaki ortaklarla birlikte çalışacağını ve Tayvan'ın geleceğinin barışçıl bir şekilde belirlendiği bir ortamın sağlanacağını belirtiyor. Tayvan halkının dilekleri ve çıkarları ile.”

Tayvan hakkındaki bu açıklama, ABD'nin Tayvan'ın Hint-Pasifik stratejisindeki rolünü yükselttiğini ve Tayvan sorununu uluslararasılaştırdığını gösteriyor.