DEAŞ, son günlerde güvenlik zafiyetlerinin yaşandığı Irak'ın Selahaddin ve Kerkük gibi kentlerinden sonra Musul’da da saldırılarını yoğunlaştırdı. Güvenlik yetkilileri, ABD’nin Irak’taki askerlerini yıl sonuna kadar çekeceğini açıklamasının ardından artan saldırılar karşısında endişeli.

ORSAM'da yer alan analize göre, eli kanlı örgüt, özellikle 2019 yılından itibaren Iraklı güvenlik güçlerini hedef alan terör eylemlerini artırdı.

DEAŞ KONTROL NOKTALARI OLUŞTURDU

Iraklı güvenlik kaynaklarının yerel medyaya yaptığı açıklamalarda, Musul’un güneyinde yer alan ve güvenlik boşluklarının önüne geçilemediği köylerde DEAŞ baskınlarının yoğunlaştığı; hatta bazı köylerde örgüt militanlarının uzun süreli kontrol noktaları dahi oluşturabildikleri belirtiliyor.

Öte yandan DEAŞ militanlarının Diyala, Selahaddin ve Kerkük hattından sonra Musul’da da önemli ölçüde güç kazanması, örgütün hücre yapılanmalarının, Irak’ın kuzeyinde genişleme kazandığını göstermesi bakımından önem taşıyor.

DEAŞ’ın gerçekleştirdiği söz konusu saldırılar yeraltına çekildiği söylenen, örgüte bağlı silahlı/silahsız varlıkların yeniden organize olduğu anlamına da gelebilir. Nitekim terör örgütünün, “toprak hakimiyeti”nin sona ermesi sonrası evrildiği yeni doktrin içerisinde yaptığı saldırılarda, büyük gruplardan ziyade küçük gruplarla hareket ederek, ani baskınlar yoluyla bir saldırı stratejisi izlediği görülüyor.

TERÖRE KARŞI GÜÇ BİRLİĞİ

Irak Ordusu ve peşmerge de, bu tehdidi bertaraf edebilmek için, Musul, Kerkük ve Diyala’da ortak koordinasyon merkezleri kurdu. Ayrıca yüzde 70’i Irak Ordusu, yüzde 30’u peşmergelerden oluşan ortak bir güç kurulması kararı da alındı. DEAŞ’ın Irak’ta kara hakimiyeti kurduğu 2014 ile 2017 yılları dahil olmak üzere, Irak güvenlik güçleri ve peşmergeler arasında DEAŞ’a karşı bir işbirliği olsa da, bu, hiçbir zaman ortak güç kurulmasına evrilmemişti.

ALTI AYDA 142 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

Bunlara rağmen DEAŞ'ın saldırılarının önüne geçilebilmiş değil. 1 Temmuz – 6 Aralık 2021 arasında Musul, Kerkük, Selahaddin ve Diyala’da DEAŞ’ın saldırıları nedeniyle sivil ve askeri güçlerden 142 kişi hayatını kaybederken, bunların 21’i peşmerge. Bu saldırılarda hayatını kaybeden peşmergelerin çatışmaların yanı sıra doğrudan DEAŞ’ın saldırıları ile de hayatını kaybetmiş olması dikkat çekici.

ABD’NİN IRAK’TAN ÇEKİLME KARARI

Bu noktada DEAŞ saldırılarının, ABD’nin Irak’taki askerlerini yıl sonuna kadar çekeceğini açıklamasının ardından artış göstermesi de gözlerden kaçmamalı.

Örgütün saldırılarının arttığı bir dönemde, ABD’nin Irak’tan askerlerini çekme kararı konusundaki tutarlı tavrı, DEAŞ’ın niteliği konusundaki tartışmaları da yeniden alevlendiriyor

DEAŞ’ın, çok uluslu ve küresel kimliğinden sıyrılıp yeniden yerel bir aktör olarak mı kabul gördüğü sorusu akıllara geliyor.

IRAK’IN GELECEĞİ TARTIŞMASI

Bu noktada temel soru, DEAŞ’ın Irak’ta düzenlediği asimetrik silahlı eylemleri, diğer coğrafyalara da taşıyıp taşımayacağı. Zira her ne kadar DEAŞ, mevcut durum itibariyle Irak özelinde yerelde etkinliğini artırsa da, diğer sınır ötesi coğrafyalar da etkileşim, iletişim ve bağlantılarını koruyor. Bu nedenle DEAŞ saldırılarının Irak’taki sürekliliği ve ne yöne evrileceği, Irak’ın güvenliği ve siyasi geleceği ile ilgili olduğu kadar, bölgesel ve küresel güvenlik dinamikleri açısından da dikkatle takip edilmesi gereken bir süreç. Çünkü daha önce de olduğu gibi, DEAŞ’ın Irak’taki aktivitesi, bölgesel ve küresel anlamda beklenmeyen güvenlik problemleri ortaya çıkarabilir.