Genişleme Komiseri Oliver Varhelyi tarafından açıklanan Türkiye Raporu, önceki yıllardaki gibi bolca eleştiri, birkaç da övgü içeriyor. Belgeye sert tepki gösteren Dışişleri Bakanlığı, raporun AB’nin Türkiye’ye yönelik stratejik bakış açısından uzak ve vizyonsuz yaklaşımını bir kez daha gözler önüne serdiğini belirterek, “Ciddiye almıyoruz” mesajı verdi.

ÇİFTE STANDARTLI

Raporun çifte standartlı bir yaklaşıma sahip olduğunun vurgulandığı Dışişleri açıklamasında, “AB’nin, siyasal sistemimize, siyasetçi ve yöneticilerimize, ülkemizdeki temel hak ve özgürlükler ile bazı yargı kararlarına ve terörle mücadelemize yönelik haksız iddialarını tümüyle reddediyoruz” denildi. Açıklamada özetle “Raporda ülkemizin, Rusya-Ukrayna savaşı çerçevesinde AB’nin uyguladığı yaptırımlara katılmaması nedeniyle eleştirilmesi de ayrı bir garabettir. Ukrayna’dan tahıl ihracatının ve savaşan taraflar arasındaki esir takasının ancak Türkiye’nin ilkeli yaklaşımı sayesinde gerçekleşebildiğini bir kez daha vurguluyoruz. AB Türkiye’yi ihtiyacı olduğunda kapısını çalabileceği üçüncü bir ülke olarak değil, müzakere eden bir aday ülke olarak görmeli ve ahde vefa ilkesinin gereklerini yerine getirmelidir. AB’nin raporları, ancak böyle bir yaklaşım benimsendiğinde, tarafımızca ciddiye alınacaktır” vurgusu yer aldı.

BOLCA ELEŞTİRİ BİRKAÇ DA ÖVGÜ

AB’nin Türkiye raporunda öne çıkan unsurları şunlar:

- AB’nin demokrasinin, hukukun üstünlüğünün ve yargı bağımsızlığının gerilemeye devam etmesine ilişkin endişeleri giderilmedi. Pek çok alanda daha fazla gerileme yaşandı. Ekonomik yönetişim ve piyasa ekonomisinin işleyişine ilişkin endişeler arttı.

- Türk dış politikası, AB öncelikleri ile çelişmeye devam etti. Uyum seviyesi yüzde 7’ye düştü. AB’nin Rusya’ya yönelik kısıtlayıcı tedbirlerine uyum sağlanmadı.

- Türkiye, AB için kilit bir ortak ve aday ülke olmayı sürdürüyor. AB, Doğu Akdeniz’de istikrarlı ve güvenli bir ortama ve Türkiye ile işbirliğine dayalı, karşılıklı fayda sağlayan bir ilişki geliştirmeye yönelik stratejik ilgisini sürdürüyor.

- İklim, terörle mücadele, enerji, gıda güvenliği, göç, kamu sağlığı, bölgesel konular, ticaret ve ulaştırma gibi temel ortak çıkar alanlarında diyalog ve işbirliği sürdü.

- Jeopolitik güçlükler, AB ve Türkiye’nin enerji güvenliği gibi konularda yakın işbirliği içinde çalışmasını daha da önemli hale getirdi.

- Avrupa’nın enerji güvenliği için önemli ve güvenilir bir transit ülke olmayı sürdüren Türkiye, tahıl anlaşmalarında Rusya ve Ukrayna arasında doğrudan müzakerelere aracılık edilmesinde kilit rol oynadı.

- Türkiye’nin Suriye’den ve diğer ülkelerden gelen 4 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapmak için sürdürdüğü çabaları takdirle karşılıyoruz.