Bugün 29 Kasım. Tam 79 yıl önce Birleşmiş Milletler (BM), Filistin topraklarında tarihsel bir kırılmaya yol açan "bölünme kararını" (181 sayılı karar) onayladı. Kaderin cilvesi olarak aynı BM, bu karardan 30 yıl sonra, 1977 yılında aynı günü "Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü" ilan etti. Bu tarih, Filistin halkı için hem büyük felaketin (Nekbe) yol taşlarının döşendiği günü hem de uluslararası camianın geç kalmış vicdan muhasebesini temsil ediyor.
Adaletsiz paylaşımın anatomisi: Azınlığa çoğunluk hakkı
Tarih sayfaları 1947 yılını gösterdiğinde Filistin demografisi net bir tablo çiziyordu: Topraklarda yaklaşık 1,35 milyon Filistinli ve 630 bin Yahudi yaşıyordu. Ancak BM, nüfusun çoğunluğunu oluşturan Filistinlilerin itirazlarına rağmen tartışmalı bir karara imza attı.
Genel Kurul'da kabul edilen plana göre, 27 bin kilometrekarelik ülkenin yüzde 56'sı, nüfusun sadece üçte birini oluşturan Yahudilere bırakılacak; yüzde 42'si ise nüfusun çoğunluğunu oluşturan Filistin devletine verilecekti. Kudüs ve Beytüllahim'i kapsayan yüzde 2'lik kısım ise uluslararası vesayet altında kalacaktı.
Oylamada, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 13 ülke bu adaletsiz plana "hayır" derken, ABD ve Sovyetler Birliği dahil 33 ülke "evet" oyu kullandı. Bu karar, İngiliz mandasının sona ermesiyle birlikte Filistin'in parçalanmasını resmileştirdi.
İşgal sınır tanımadı: Yüzde 56'dan yüzde 85'e
BM'nin kararı kağıt üzerinde kalsa da sahadaki gerçeklik çok daha acımasız oldu. Yahudi örgütleri, 1948'de Filistin topraklarının dörtte üçünü ele geçirdi. İsrail, yayılmacı politikasını 1967'deki "6 Gün Savaşı" ile sürdürerek Batı Şeria, Doğu Kudüs, Gazze, Sina Yarımadası ve Golan Tepeleri'ni işgal etti.
Bugün gelinen noktada İsrail, tarihi Filistin topraklarının yüzde 85'ine el koymuş durumda. Filistinliler, topraklarının sadece yüzde 15’i üzerinde, parçalanmış ve abluka altındaki bölgelerde varlık mücadelesi veriyor. Uluslararası hukukun gereği olan geri çekilme talepleri ve BM Güvenlik Konseyi'nin kararları, on yıllardır Tel Aviv yönetimi tarafından yok sayılıyor.
Dayanışma Günü ve kanayan yara: Gazze
BM, 1977 yılında aldığı kararla 29 Kasım'ı, henüz çözülememiş Filistin meselesine dikkat çekmek için "Dayanışma Günü" ilan etti. Ancak aradan geçen 49 "dayanışma yılında" Filistin halkı, ne bağımsız devletine kavuşabildi ne de mülteciler evlerine dönebildi.
Bugün Filistin Halkıyla Dayanışma Günü'nün 49. yıl dönümünde, dünya tarihinin en kanlı sayfalarından biri Gazze'de yazılıyor. İsrail'in 7 Ekim 2023'te başlattığı ve ateşkese rağmen sürdürdüğü saldırılarda bilanço ağırlaşıyor. Gazze'deki Sağlık Bakanlığı verilerine göre, yaşamını yitirenlerin sayısı 70 bini, yaralı sayısı ise 180 bini aşmış durumda. Dünya bugün bir kez daha, 79 yıl önce atılan imzanın yarattığı trajediyle yüzleşiyor.