İsrail Güvenlik Kabinesi'nin, Gazze ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasının uygulanmasını denetlemek üzere bir bakanlar ekibi oluşturma kararı aldığı bildirildi. Ancak bu ekibe, Gazze'nin işgalini ve Gazzelilerin zorla yerinden edilmesini savunan iki aşırı sağcı ismin, Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir'in dahil edilmesi, uluslararası gözlemciler ve Filistinliler arasında büyük tepkiye yol açtı.
İsrail medyası, Güvenlik Kabinesi'nin Perşembe gecesi ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını denetleyecek bir ekip kurmak için oy kullandığını aktardı. Kan kamu yayın kuruluşunun bildirdiğine göre, bu ekipte Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar, Adalet Bakanı Yariv Levin, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir yer alacak. İsrail Yayın Kurumu da aynı isimlerin ekipte olacağını doğruladı.
Ancak, Ben-Gvir ve Smotrich, Filistinlilere karşı yerleşimci şiddetini teşvik etmeleri ve "Gazze'de etnik temizliği" savunmalarıyla yaygın olarak tanınıyorlar. İki bakan, Filistin karşıtı tutumları nedeniyle bu yılın başlarında Hollanda tarafından Avrupa'nın 29 ülkesini kapsayan Schengen bölgesinde "istenmeyen kişi" (persona non grata) ilan edilmişti.
Bu arada, BM Güvenlik Konseyi Pazartesi günü, ABD tarafından hazırlanan ve Gazze Şeridi'ni geçici olarak yönetecek, savaşın harap ettiği bölgenin "askerden arındırılması" ve yeniden inşasıyla görevli uluslararası güçlerin konuşlandırılmasını onaylayan bir kararı kabul etmişti. Karar, eleştirmenler tarafından yeni bir "kolonyalizm biçimi" olarak nitelendirilen yeni bir yabancı "vesayet" getirdiği gerekçesiyle birçok Filistinli ve hukuk uzmanı tarafından reddedildi.
Smotrich ve Ben-Gvir'in soykırım çağrıları
Smotrich, savaşı kazanmanın Gazze'nin "tamamen yok edilmesi" anlamına geldiğini söylemişti. Gazze'nin aşamalı olarak ilhak edilmesini önermiş, örneğin birkaç hafta boyunca haftalık olarak bir bölümün ilhak edilmesi, Filistinlilerin zorla güneye sürülmesi ve kuzey ile orta bölgelerin kuşatma altına alınması çağrısında bulunmuştu.
Smotrich, Gazze'nin İsrail'in ayrılmaz bir parçası olduğunu iddia ederek eski Guş Katif yerleşimlerinden çok daha büyük yeni İsrail yerleşimlerinin yeniden kurulmasını istemişti. Ayrıca, savaş sonrası Gazze'de yerleşimlerin canlandırılmasını ve Filistinlilerin "gönüllü göçünün" (zorla yerinden edilme) teşvik edilmesini tartışmaları gerektiğini belirtmişti. Yardımın engellenmesi gerektiğini ve bir tahıl tanesinin bile Gazze'ye girmemesi gerektiğini defalarca söylemiş, kıtlığın "baskı" taktiği olarak kullanıldığını ifade etmişti.
Ben-Gvir ise, "Ne anlaşma, ne ateşkes, ne yardım, sadece devam eden çatışma" demişti. Gazze'ye hiçbir insani yardım girmemesi gerektiğini ve "bir gram yiyecek veya yardımın Gazze'ye girmesi için hiçbir neden olmadığını" savunmuştu. Gazze'nin tamamen işgalini, Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini teşvik etmiş ve kısmi ateşkes anlaşmalarına karşı çıkmıştı. Ben-Gvir, saldırıdan sonra "Gazze'de yaşamaktan çok mutlu olacağını" söylemiş, İsrail'in kıyı şeridini kontrol ettiği tam askeri yönetim beklediğini eklemişti. Ayrıca 2005'te boşaltılanlar dahil Gazze'ye yerleşimlerin geri dönmesi arzusunu dile getirmişti.
Her iki bakan da bir Gazze ateşkesi imzalanması halinde hükümetten ayrılmakla defalarca tehdit etmişti.
Ekim ayında imzalanan ateşkese rağmen, İsrail öldürmeler, yıkımlar, toprak tecavüzleri ve ablukaya alınan Gazze'ye girmesine izin vermeyi kabul ettiği yardımlara yönelik ciddi kısıtlamalarla anlaşmayı ihlal etmeye devam ediyor. Gazze'deki Hükümet Medya Ofisi, Salı akşamı itibarıyla İsrail ordusunun 393 belgelenmiş ihlal gerçekleştirdiğini söyledi. Yetkililer, bu ihlallerin çoğu sivil olmak üzere 279 Filistinlinin ölümüne yol açtığını ve kurbanlar arasında çocukların, kadınların ve yaşlıların bulunduğunu belirtti.