Trump yönetimi, 30 yaşındaki Elias Rodriguez'i Washington D.C.'deki İsrail Büyükelçiliği'ne ait iki çalışanı öldürmekle federal nefret suçlarıyla yargılama sürecine girecek. Rodriguez, olayda hayatını kaybedenlerden birinin İsrailli bir asker olduğunu belirtiyor.
CNN'in haberine göre, Adalet Bakanlığı, iddianameye özel bulgular eklemeyi planlıyor. Bu bulgular, savcıların idam cezası talep etmesine olanak tanıyacak. İddiaların bu hafta içinde resmi olarak yapılması bekleniyor.
Kaynaklar, iddianamenin olayı nefret suçu olarak etiketleyeceğini bildiriyor. Savcılar, Rodriguez'in İsrailli hedeflere onlarca mermi sıktığını iddia ediyor. Olayda hayatını kaybeden İsraillilerin isimleri Yaron Lischinsky ve Sarah Milgrim olarak açıklandı.
Rodriguez, olay yerinden kaçmadı ve güvenliğe giderek polisin çağrılmasını istedi. Gözaltına alındığında "Filistin özgür olsun!" diye bağırdı. Daha sonra araştırmacılara, "Bunu Filistin için, Gazze için yaptım." dedi.
Saldırının ardından, Rodriguez'e ait olduğu iddia edilen bir mektup yayımlandı. Mektupta, Gazze'deki İsrail katliamları kınanıyor ve silahlı direnişin mantıklı bir hareket olduğu ifade ediliyordu. Savcılar, bu durumu davayı "antisemitik" olarak çerçevelemek için kullanıyor.
ABD Başkanı Donald Trump, olayı antisemitizm olarak kınarken, eleştirmenler Rodriguez'in eylemlerinin arkasındaki nedeni, Gazze'deki İsrail savaş suçlarına karşı artan küresel öfke olarak gösteriyor.
Ekim 2023'ten bu yana, ABD'nin desteklediği İsrail'in Gazze'deki saldırıları, 61,000'den fazla Filistinlinin ölümüne ve 150,000'den fazla kişinin yaralanmasına neden oldu. Gazze'deki neredeyse tüm sakinler yerinden edilmiş durumda. Yıkım, çeşitli uluslararası raporlar tarafından II. Dünya Savaşı ile karşılaştırılıyor.
Rodriguez'in nefret suçu ile yargılanması kolay olmayabilir. ABD yasaları, motivasyonun din, ırk veya kimlik bazında bir önyargı olduğunu kanıtlamak için kesin delil gerektiriyor, siyasi ideolojiyi değil.
Rodriguez'in Filistin desteği, savcılığın stratejisini karmaşık hale getirebilir. Uzmanlar, bir devletin politikalarına karşı çıkmanın, şiddet içerse bile, otomatik olarak ırksal veya dini nefret anlamına gelmediğini belirtiyor.
Yine de, Trump'ın Adalet Bakanlığı kararlı. Olay, yönetimin Yahudi bireyler veya kurumlarla ilgili şiddeti nasıl ele aldığına dair ulusal bir örnek olarak şekillendiriliyor.
Rodriguez, insan hakları aktivisti olarak tanınıyor ve sivil haklar ile anti-savaş hareketlerinde yer alıyor. Şu anda cinayet, yabancı yetkilileri öldürme ve şiddet içeren bir suçta ateşli silah kullanma suçlamalarıyla karşı karşıya. Henüz bir savunma yapmadı.
CNN, büyük jüri işlemlerinin zaten arkadaşlar ve aile bireylerinden alınan ifadeleri içerdiğini bildirdi ve Adalet Bakanlığı'nın ölüm cezası davası inşa ettiğini gösteriyor.
Washington D.C. Başsavcısı Jeanine Pirro, Mayıs ayında atanmasından bu yana davayı denetliyor ve ilk suçlamaları "sadece başlangıç" olarak nitelendiriyor.
Hukuk uzmanları, bu davanın bir emsal oluşturabileceğini belirtiyor. Eğer Adalet Bakanlığı, anti-İsrail protestolarını antisemitik nefret suçları olarak etiketlemeyi başarırsa, ABD yasalarının siyasi muhalefet ile ırksal nefret arasındaki ayrımı nasıl tanımladığı yeniden şekillenecek.
Aktivistler, bunun Filistin dayanışmasını kriminalize edebileceği ve İsrail'e yönelik eleştirileri daha da susturabileceği konusunda uyarıyor.
Dava, özellikle İsrail'in Gazze'deki savaş suçları ve soykırım iddiaları üzerine uluslararası soruşturmalarla karşı karşıya kalırken, küresel dikkat çekecek gibi görünüyor. Trump yönetimi, en ağır ceza için baskı yaparken, Elias Rodriguez'in yargılanması sadece bir hukuki mücadele değil; ABD'nin İsrail'e sınırsız desteğini sorgulayan herkes için bir siyasi mesaj haline gelebilir.